TRT yıllarım. 1992 Barcelona Olimpiyatları yaklaşıyor. Bana basketbol anlatma misyonu verildi. Bizim spiker eğitimimiz çok farklıydı. Olimpik spor branşlarında özel eğitimler verilmişti. Uygun yetiştirilmiştik. Bu olimpiyatta basketbol anlatmak çok özeldi, benim için. ABD, kurallar nedeniyle olimpiyatlarda profesyonel olmayan kolej atletleri ile uğraş etmişti. Başta SSCB olmak üzere tecrübeli, güçlü oyunculara sahip öbür ülkeler, basketbola Amerika’dan daha fazla damga vuruyorlardı. Kolej çocukları iyiydi fakat her vakit favori değildi.
1991 yılında bu kural değişti. Artık mükemmel oyuncular olimpiyatta yer alacaklardı. Bendeniz; Larry Bird, ‘Magic’ Johnson, Michael Jordan, Scottie Pippen, Karl Malone, Patrick Ewing, John Stockton, Charles Barkley, Clyde Drexler, David Robinson, Christian Laettner, Chris Mullin’den oluşan ‘Rüya Kadro’yu anlattım.
Ne günlerdi! Avrupa’ya geldiler, sanat yaptılar ve gittiler. Basketbol sevgisi bu Düş Kadro ile bütün kıtaya bir daha gitmemek üzere iyice yerleşmişti artık.
Bu grubun içinde bir oyuncu, benim ikonlarımdan biriydi: Michael Jordan. 17 Şubat 1963’te Brooklyn’de dünyaya gelen Jordan, daima doruktaydı. Lise 2. sınıfta uzunluğu kısa bulundu (1.80) ve okul grubuna alınmadı. Morali bozulmadı. Basketbol topunu elinden bırakmadı. Çalıştı ve iyi beslendi. Yaz sonunda ekibe tekrar seçilmek için salona geldi. O denli şeyler yaptı ki… Bir daha uzunluğunu ölçtüler. 10 santim uzamıştı. Kadroya aldılar.
Lisedeki son 2 yılında neredeyse heykelini dikecekti, okulu. Topla sihir yapıyordu. Tek başına maç kazandıran yıldız olmuştu. 1981’de North Carolina Üniversitesi ona coğrafya bursu verdi.
Artık üniversiteliydi. Tekrar şahane oynuyordu. NBA kadroları Jordan’ı yakın takibe almışlardı. 1984 NBA Draft’ının birinci çeşidinde, üçüncü sıradaki Chicago Bulls, Michael Jordan’ı takımına aldı. Yaşı ülküydü. Tarihin en iyisi için kapılar açıldı.
NBA tarihi, bu türlü bir oyuncu görmedi. 23 numaralı forma, bu gezegenin markası oldu. Basketbolun ‘Majesteleri’ 10 santim farkla kazandığı, sonrasında hak ettiği renkli hayatına devam ediyor hâlâ. Parkeleri bıraksa da o daima benim idolüm olarak kalacak.
Sözcü
