51 ilin barosu tarafından yapılan ortak açıklamada 2020 ekim ayından itibaren baro genel kurullarının  hukuka ve mevzuata karşıt biçimde engellendiği belirtilerek, “Kırmızısı, turuncusu, üç yüzü, beş yüzü, kısıtlama olanı olmayanı ile baro genel heyetleri açısından ülke coğrafyası 81 kesime bölünmüş ve her biri için öbür bir hukuksuzluk inşa edilmiştir. Görülüyor ki pandemi münasebet gösterilerek avukatların önünden sandık kaçırılmak isteniyor” denildi.

Emredici yasa kararına karşın baroların genel konsey yapmasının pandemi gerekçesiyle engellendiğini lakin siyasi partilerin tıklım tıklım dolu kongreler gerçekleştirdiğini, AVM’lerin faaliyetlerine devam ettiğini, her gün binlerce kişinin adliyelere girip çıktığına vurgu yapan baro liderleri, “Bu münasebetin samimiyetten mahrum olduğunu açıkça göstermektedir” tabirlerine yer verdi.

“SEÇİMLERİN İPTALİ İÇİN KORKUTUCU BİR EMSALDİR”

İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne her gün avukat, hakim-savcı, adliye işçisi ve yurttaş olmak üzere yaklaşık 30 bin kişinin girip çıktığını ve buralarda alınan tek önlemin HES kodu sorgulaması olduğunu vurgulayan baro liderleri şu sözleri kullandı:

* Baro genel şuraları için getirilen 300 kişi sınırlamasının pandemi çabası ile ilgisi olmayan bir ikili standart uygulaması olduğunu ve gerçekçi, bilimsel, hukukî bir desteği olmadığını hepimiz görüyoruz. Pusulası hukukun üniversal prensipleri olan bir mesleğin mensupları olarak sandığı hak sahiplerinin önünden kaçırmanın demokratik olmadığını biliyoruz ve gerçek emelin ne olduğunun da farkındayız.

* Bugün Avukatlık Kanunu’nda yer alan seçime ait kararları yok sayarak baro genel heyetlerinin engellenmesi, gelecekte yapılması beklenen tüm seçimlerin iptali için de korkutucu bir emsal yaratmaktadır. Demokrasiye muhalif bu halin bir öteki sonucu ise TBB seçimlerini de ötelemek ve baroların iradesine karşın hukuku teferruat sayan bir başkanlık anlayışının TBB’de sürmesini sağlamaktır.

“KANDRIMACADAN İBARETTİR”

Baro genel konseylerinin önünde hiçbir türel mani olamadığını belirten 51 ilin baro lideri, bunun münasebetlerini şöyle açıkladı:

* Barolar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Bu nedenle kelam konusu sokak kısıtlamaları barolar ve avukatlar açısından geçerli değildir.

* 300 kişi ve kişi başı 8 m2 alan sınırlamasının hiçbir bilimsel desteği yoktur. Hakikaten siyasi parti kongrelerinde bu türlü bir kısıtlama getirilmemiştir.

* Baro genel heyetlerinin yapılmasının önündeki manilerin kaldırıldığı beyanı bir kandırmacadan ibarettir. Üye sayısı 400’ün üzerinde olan barolarda pazar günü dışında seçimlerin yapılabilmesi mevzuat yeterince mümkün değildir. (Av. K. Ek: 3 md., Av. K. Y. 52. md)

* Kanunda yer alan emredici kararların uygulanmasının, hukuksuz idari kararlarla engellenmesi kabahattir. YSK’dan başlamak üzere yasak kararlarının altında imzası olan herkes hata işlemektedir.

* Pandemi şartlarının elbette ki farkındayız. Fakat, kısıtlama günlerine denk geldiği gerekçesiyle seçimlerin engellenme teşebbüslerinin tersine kısıtlama günlerinde yani tüm kentin konutlarından çıkamadığı günlerde sadece avukatların sokağa çıkacakları oy kullanma süreçleri fizikî uzaklık kurallarına ve münasebetiyle pandemi şartlarına daha uygun ve sağlıklıdır.

“HANGİ BİLİMSEL DATAYA DAYANDIRILDI”

İçişleri Bakanlığı, Koronavirüs Bilim Şurası ve YSK’ya seslenen baro liderleri şu soruları sordu:

* İçinde bulunulan bu hukuksuz durumun, devletin tüm kurum ve kuruluşlarına sirayet etme tehlikesini görmüyor musunuz?

* Bilim kurulunca alındığı argüman olunan tavsiye kararları nitekim yalnızca barolar ve STK’ları kapsayıp siyasi partileri kapsamamakta mıdır? Şayet öyleyse Pandemi Bilim Konseyi’nce alınan bu kararlar hangi bilimsel bilgiye dayandırılmıştır?”

“BARO GENEL KONSEYLERİ ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİN”

Tüm yetkililere seslenen 51 ilin baro lideri, açıklamasını şöyle tamamladı:

* Baro genel konseyleri üzerinden elinizi çekin! Bizler, baro liderleri olarak meslektaşlarımızın sıhhati için gereken her türlü tedbiri almak suretiyle gerektiğinde açık havada, gerektiğinde spor salonlarında, gerektiğinde stadyumlarda genel konsey toplantılarımızı yapmak ve demokrasiye olan inanç ve hukuka olan hürmetimizi bir kere daha ortaya koymakta kararlıyız.

* Bu kapsamda, şu ana kadar genel konsey kararı alan, genel şurasını gerçekleştiren ve şimdi genel heyet kararı almamış olan bizler en geç haziran ayı sonuna kadar barolarımızda genel heyet süreçlerini tamamlamak tarafındaki kararlılığımızı bir defa daha söz ediyoruz.

* TBB liderinin, bu süreçte misyonunu gereği üzere yapmadığını, baroların genel şuralarının yapılmasına getirilen yasakları 6 ay sonra fark etmek suretiyle bakanlığa yazı yazmakla yetindiğini görüyoruz. Bu da barolarla TBB ortasındaki aralığın ne kadar açıldığının ve TBB’nin en hafif tabiriyle inandırıcılıktan büsbütün uzaklaştığının bir göstergesidir.

* Bizler, TBB’nin şahısların değil baroların iradesi ile oluştuğu şuuruyla, hukukun, demokrasinin ve yargı bağımsızlığının tarafı olan bir TBB’yi tekrar yaratmakta kararlı olduğumuzu kamuoyu ile paylaşırız.

Sözcü