Doğuştan bedensel engelli, 29 yaşındaki ulusal yüzücü Hamit Demir, yaklaşık 11 yıldır süren profesyonel spor hayatına 92 madalya sığdırdı.

Siyaset bilimi üzerine yüksek lisansını tamamlayan ve engelli bireylerin anayasal hakları üzerine çalışmalar da yürüten Demir, gelecekte Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında milletvekili olarak çabasını sürdürmeyi hayal ediyor.

“HER ŞEYİMİZ BİR FARKLILIKTAN İBARET”

Hayatını birçok muvaffakiyetle zenginleştiren Demir, 1992’de doğuştan engelli birey olarak dünyaya geldiğini, bunun kendisi için yalnızca bir farklılık olduğunu, bu nedenle de çok fazla üzerinde durmadığını söyledi. Demir, “Bu durumu kadın-erkek üzere cinsiyet farklılığı üzere bir öbür farklılık olarak gördüm. Hepimiz birbirimizden farklıyız, ideolojilerimiz, hayat şeklimiz ve dünyayı algılayışımız her şeyimiz bir farklılıktan ibaret. Bedensel manim de bunun üzere öbür bir farklılık olarak gördüm.” diye konuştu.

“NELER YAPABİLECEĞİM ÜZERİNDE DURDUM”

Her vakit hayata müspet yaklaştığının altını çizen Demir, “Neler yapamadığım değil ne yapabileceğim üzerinde durdum. 2015 yılında Gazi Üniversitesi Memleketler arası Bağlar Kısmı’ndan mezun oldum. Tekrar 2020 yılında da Hacıbayram Veli Üniversitesi’nde Siyaset ve Toplumsal Bilimler alanında yüksek lisansımı tamamladım. Akademik mesleğime de doktora yaparak devam edeceğim.” dedi.

6 AYDA YÜZMEYİ ÖĞRENDİ

Yüzme sporu ile 2010’da tanıştığını aktaran Demir, yaklaşık 6 ay içinde yüzmeyi öğrendiğini söyledi. Demir, birinci su ile tanıştığında kendini boğulacakmış üzere hissettiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Adeta havuz kazan üzereydi ve benim için daha zordu. Zira, fizikî manada bir sürü dezavantajım var. Yüzme, bir meydan okuyuş. Zira, yer çekimine meydan okuyorsun. Yüzmek, benim için hayatımın olmazsa olmazı. Muvaffakiyet ve madalyalar da bu sevincin ekstrası oluyor. Çalıştım ve sonunda birçok madalyanın sahibi oldum. 2013 yılında birinci sefer ulusal sportmen olarak Brezilya’da Türkiye’yi temsil ettim.”

92 MADALYA KAZANDI, 25 KERE ULUSAL OLDU

Bugüne kadar katıldığı ulusal ve milletlerarası yarışlarda çok sayıda muvaffakiyete imza atan Demir, “Bugüne kadar 92 madalya kazandım ve 25 kez de ulusal mayoyu giydim. Onun dışında da farklı karşılaşmalarda yer aldım.” diye konuştu.

“EN BÜYÜK HEDEFİM MİLETVEKİLİ OLMAK”

Sporun yanı sıra akademik hayatta da başarılara sahip olan Demir, topluma karşı herkesin sorumlulukları olduğunu ve buna nazaran yaşaması gerektiğini söyleyerek, kelamlarına şöyle devam etti:

“Birikim ve deneyimlerin transferi çok değerli. Ben başardım lakin benim üzere keşfedilmeyi bekleyen bir sürü engelli birey var. Bu deneyimlerimi onlara aktarmak istiyorum. Benim üzere engelli olan bireylerin hak gayretinde onların yanında olmak istiyorum. En büyük hayalim ve maksadım, benimle tıpkı mukadderatı paylaşan bireylerin sözcüsü olmak ve milletin meclisinde yer almak. Onun dışında da doktora eğitimime devam etmek ve sahip olduğum birikimleri, zorlukları aktararak, diğerlerinin bu zorluklar karşısında nasıl baş edebileceklerini aktarmak istiyorum. Ben, bunun en canlı örneğiyim.”

Birinci basamakta, doktora sonrası üniversitede öğretim üyesi olarak misyon yapmak istediğini lisana getiren Demir, “En büyük gayem ise milletvekili olarak milletin meclisinde yer almak. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşebilmek istiyorum. Kendisiyle konuşmak istediğim şeyler var. Uygun görürlerse görüşmeyi çok isterim.” dedi.

“EN TEMEL SIKINTILAR, ERİŞİLEBİLİRLİK”

Ulusal yüzücü, şunları kaydetti:

“En temel meseleler, erişilebilirlik. Zira, tesislerin erişilebilirliği değerli. Bunun yanı sıra ehliyet ile ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Ulaşım büyük külfet. Ben toplu taşımayı çok kullanamıyorum, çok güç oluyor. Ehliyete ait yönetmelikte problemler mevcut. Bununla ilgili problemler aşılırsa çok keyifli oluruz. Erişilebilirlik herkesin hakkı, bunun pratik ve eylemsel olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor.”

“YAPABİLDİĞİNİZ ŞEYLERİ KEŞFEDİN”

Demir, engelli bireylere de şöyle seslendi:

“Yapabildiğiniz şeyleri keşfedin. Zira, hepimiz için hayatın bir başlangıcı ve bitişi var. Kıymetli olan bu başlangıç ve bitişte neler yapabildik. Bu çok kıymetli. Zorluklara takılıp köşeye çekilmek çok kolay. Değerli olan zorlukları aşabilmek ve onlarla yaşayabilmektir. Bunun üzerine de bir şeyler ekleyip muvaffakiyet elde edebilmektir. Herkesin bir potansiyeli var. Hayatın içinde yer alabilmek için birbirimize benzemek zorunda değiliz. Hepimiz, farklıyız ve toplumu güçlü kılan şey de bu. Bu farklılığın bir modülü olarak potansiyelimiz ölçüsünde hayatın içinde yer almalı ve bir şeyler üretmeliyiz.”

Ensonhaber