Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu “İnsan imanla yücelir” olarak belirlendi.
Cuma namazı için mescide gidecek olan vatandaşlar, her hafta farklı bir mevzuyu ele alan Cuma hutbesi konusu nedir? sorusuna cevap ararken, 5 Kasım 2021 Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri tarafından duyuruldu.
Pekala bu haftaki Cuma hutbesi konusu nedir? İşte 5 Kasım 2021 Cuma hutbesi konusu ve tam metni…
5 KASIM CUMA HUTBESİ: İNSAN İMANLA YÜCELİR
Sayın Müslümanlar!
Ulu Rabbimiz, bizlere sayamayacağımız kadar bol ve hoş nimetler verdi. Lakin, bu nimetler içinde o denli bir nimet var ki hepsinden daha kıymetli ve daha kıymetlidir. İşte bu büyük nimet, imandır. Çünkü insan, imanla yücelir. Kalpler, imanla huzur bulur. Vicdanlar, imanla berraklaşır. Akıllar, imanla durulur. Kabirler, imanla aydınlanır. Mahşer, imanla feraha erer. Sırattan imanla geçilir. Cennete imanla girilir.
İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!
Aziz Müminler!
İman; Peygamber Efendimizin Allah Teâlâ’dan getirdiği her şeyin hakikat olduğunu lisan ile ikrar, kalp ile tasdik etmektir. Cebrail (a.s)’ın “İman nedir?” sorusuna Allah Resûlü (s.a.s) şöyle karşılık vermiştir: “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle yazgıya inanmaktır.”
İman edip dünya ve ahiret için faydalı işler yapanlara, içinde ebedi kalacakları ve hiç ayrılmak istemeyecekleri Firdevs cenneti vardır.Rabbinin ayetlerini, ahireti inkâr edip peygamberini alaya alanlara gelince, işte onlar, dünyasını ziyan etmiş kimselerdir. Ahirette ise varacakları yer cehennemdir.
Kıymetli Müslümanlar!
İslam ile şereflenmenin birinci koşulu Allah’a imandır. Mümin, Rabbinin bir tek olduğuna, her şeyi yoktan var ettiğine, yaşattığına ve yönettiğine canı gönülden inanır. Sadece Allah’a ibadet eder ve sadece O’ndan yardım diler.
Allah’a içtenlikle bağlanan mümin, doğumundan vefatına kadar yanı başında bulunan, kendisini koruyan, bağışlanması için dua eden meleklerin varlığıyla huzur bulur.
Mümin, ruhuna ve vücuduna şifa, gönlüne ve zihnine sükûnet, kelamına ve hayatına mana katan Kur’an-ı Kerim’e sıkı sıkıya sarılır. Büyük Kitabımızı en hoş bir formda yaşayan Peygamberimizin sünnetine tabi olur. Çünkü o bilir ki, kelamın en hoşu Allah’ın Kitabı, rehberliğin en hoşu ise Peygamberimizin rehberliğidir.
Mümin, ahirete de iman eder. Dünyanın süreksiz, ahiretin ise asıl yurdu olduğunu bilir. Dünyada iken yapıp ettiklerinin hesabını ahirette vereceği şuuruyla bir ömür sürer. Nihayetinde mümin, yazgıya ve kazaya, hayır ve şerrin fakat Allah’ın yaratmasıyla meydana geldiğine inanır. Bununla birlikte o, iradesini, aklını ve vicdanını kullanır. En uyguna, en doğruya ve en hoşa ulaşmak için var gücüyle çaba eder. Çünkü kula düşen çalışıp gayret göstermektir; takdir, elbette Cenâb-ı Hakk’a aittir.
Değerli Müminler!
İmanın gönlümüzde kök salması, iman temellerini hayatımıza yansıtmaktan geçmektedir. Gerçekten Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurur: “İmanın yetmiş küsur şubesi vardır. Bunların en üstünü ‘Allah’tan öbür ilâh yoktur’ kelamıdır. En alt derecesi ise yoldaki eziyet veren şeyleri kaldırmaktır. Hayâ da imanın bir şubesidir.”
Öyleyse geliniz, inandığımız pahaları yaşamaya ve yaşatmaya uğraş edelim. Tüm canlıların elimizden ve lisanımızdan inançta olmasına ihtimam gösterelim. Kul ve kamu hakkını, yetimin malını koruyup gözetelim. Etrafımıza sevgi ve muhabbet dağıtalım. Uygunluk yaptığımızda sevinip hamd edelim; kötülük yaptığımızda ise üzülüp tevbe edelim. Unutmayalım ki dünya ve ahiret memnunluğu, hakkıyla Rabbine itaat eden, samimiyetle iman temellerine sarılan, ihlasla ibadetlere devam eden ve hoş ahlaktan taviz vermeyen müminlerin olacaktır.
Ensonhaber
