DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Halk TV’de katıldığı programda gündeme ait hususları kıymetlendirdi. Vazifesi boyunca sorumlu olduğu alanlarda yaptığı işlere dair içinin çok rahat olduğunu söz eden Babacan, kendisine Varlık Fonu konusunda çok baskı yapıldığını söyledi.

Baskılara karşın Varlık Fonu’na onay vermediğini aktaran Babacan, “Kendi sorumluluk alanımda hangi devir olursa olsun, isterse Hazine Bakanlığı, isterse Avrupa Birliği Bakanlığı, isterse Dışişleri Bakanlığı, isterse Başbakan Yardımcılığı….Kendim direkt sorumlu olduğum, kendi imzamla yapılan işler konusunda içim çok rahat. Ben gerçek olmadığını düşündüğüm tek bir görevlendirme yapmadım. Tek bir atama yapmadım. Benim tek başıma imza atmayıp da bloke ettiğim çok husus oldu. Örnek Varlık Fonu…Varlık  Fonu konusunda çok baskı yapıldı. Ben Hazine’den sorumluydum Başbakan Yardımcısıydım. Ama ben itiraz ettiğim için, ben onay vermediğim için o fon kurulamadı. Zira sorumluluk alanım. Ben itiraz ederken yapmaları mümkün değil. Bir konuda  dendi ki bana ‘madem sen imzalamıyorsun yurt dışına çık bir vekil bakan olsun o vekil bakan imzalasın’ denildi. Ben yurt dışına çıkmadım o iş olmadı” dedi.

“ŞU ANDA MESLEKTEN GELMEYEN ÇOK SAYIDA BÜYÜKELÇİ ATAMASI VAR”

Büyükelçi vazifesine meslekten gelmeyenlerin atandığına vurgu yapan Babacan, “Devlet idaresinde iyi stratejilerin üretilmesi gerekir. Benim Dışişleri Bakanlığı dönemimde her husus işin uzmanına danışılırdı. Ben kendi dönemimde bakanlık dışından Büyükelçi atanmasına müsaade vermedim. Çok baskı geldi bana, çok isim getirdiler. ‘Kesinlikle bu türlü bir şey olmaz’ dedim. Fakat bir kriterler listesi oluştururuz, bir Büyükelçide aranacak vasıfları yazarız, bunu bir mevzuat haline getiririz, fakat ve fakat o kurala uyan bireyleri Büyükelçi yapabiliriz. Ben ayrıldıktan sonra çabucak bir kaç hafta sonra başladı uygulama. Şu anda meslekten gelmeyen çok sayıda Büyükelçi ataması var. Biz parti yönetmeliğimizden devletin işe almada kullandığı mülakat tekniğini kaldırdık. Objektif kriterlere nazaran belirlenmiş imtihanlarla eleman alımı yapacağız. Parti üyesi olmak işe alımda kriter olmamalı” tabirlerini kullandı.

“AKP’DEN AYRILAN BİREYLERE TEHDİT TELEFONLARI GİTTİ”

AKP’den istifa ettiğinde partiden çok ayrılanlar olduğunu anlatan Babacan, partiden ayrılanlara AKP’den ayrılan şahıslara tehdit telefonları gittiğini öne sürdü. Babacan kelamlarına şöyle devam etti; “İktidar partisinin bu üyelik durumu çok farklı. Üye kampanyalarında enteresan metotlar uyguluyorlar. Diyorlar ki ‘üye olun külliyede bir gün geçirin’ üzere ya da üye olun üye kartı olunca daha kolay iş bulacakları üzere bir algı oluşturuluyor. Ben AKP’den ayrıldıktan sonra, üyelikten ayrılan her bir kişi vilayet, vilayet, ilçe, ilçe takip ediliyor. Ben ayrıldıktan sonra AKP’nin üye sayısında düşüşler oldu. Sonra kampanyalarla o sayıyı yeniden yükselttiler. Şu da var tehditte oluyor. Üyelikten ayrılan insanlara kesinlikle bir telefon gidiyor ‘ne oldu, niçin ayrıldınız?’ üzere hele küçük yerlerde devletin her türlü ögesi, gücü var. Bizim için kıymetli olan kalpten kalbe oluşturduğumuz bir bağ.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NDE HAZİNE BORCU İKİYE KATLANDI”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulandığından bu yana hazinenin borcunun ikiye katlandığını belirten Babacan, “Bu ülke çok büyük bedel ödedi. Haziran 2018’den bu yana partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulanmaya başlandığı ve en yakın akrabanın da iktisadın başına getirildiği günden bu yana tam ikiye katlanan bir hazinenin borcu kelam konusu. 2 yılda ikiye katlandı. Bu millet büyük bedeller ödedi ve ödeyecek. Bu borcun ödenmesi çok uzun yıllar sürecek. Merkez Bankası’nın rezervleri tükendi. İşsizlik tarihi yüksek düzeylerde şuanda. TÜİK’in işsizlik bilgilerini yayınladığı birinci günden bu güne baktığınızda en yüksek işsizlik şu anda. Doğal ki mevcut bilgilere inanıyorsak bu türlü. Yayınlanan dataların eskisi kadar muteber de olmadığını maalesef görüyoruz. Yüzde 11-12 enflasyon açıklanıyor sayılarla da ilgili ıstırap var. Artık bütün sorunlar birikti birikti artık önemli bir kur krizi oluştu.” dedi.

“DEVA PARTİSİ’NİN SÖYLEDİKLERİNİ KOPYALA-YAPIŞTIR YAPMIŞLAR”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK SAYESİNDE AYAKTA”

Türkiye Cumhuriyetinin varlığının, Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ayakta durduğunu aktaran Babacan, “Bu gün şayet Türkiye Cumhuriyeti 97 yıldır varsa Mustafa Kemal Atatürk’ün attığı sağlam temeller sayesinde var. Bu ülke Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bizim içinde bulunduğumuz coğrafyanın en güç koşullarında kuruldu. Gerisinden 1929 global ekonomik buhran yaşandı. Gerisinden bir İkinci Dünya Savaşı çıktı. Bu ülke istikrarını, birliğini, beraberliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini bütün bu güç periyotlarda korudu. Bunun da en değerli sebebi Mustafa Kemal Atatürk’ün attığı sağlam temellerdir, kurduğu bu güçlü Cumhuriyettir. Onun için bir şey olmuyor. Memlekette neler, neler oluyor. Darbe teşebbüsleri oluyor, darbeler oluyor, etrafımızdaki ülkelerle neler neler yaşıyoruz lakin süreksiz zorluklar yaşansa da Türkiye’de berbat bir iktidar geliyor bu gün olduğu üzere, ancak bu uzun vadeli çizgiyi değiştirmiyor” tabirlerini kullandı.

“ÜLKEDE İKTİDAR PARTİSİNİN OLUŞTURDUĞU BİR DEHŞET İKLİMİ VAR”

28 Şubat periyodundaki üzere şu anda da iktidar partisinin oluşturduğu bir dehşet devrinin hakim olduğunu aktaran Babacan şöyle konuştu; “28 Şubat periyodunda askeri ordunun bir  dehşet iklimi vardı memlekette şu anda devlet nizamına iktidar partisinin oluşturduğu bir kaygı iklimi var, o gün de askeri ordunun oluşturduğu bir dehşet iklimi var. Fakat o gün AK Parti’nin kuruluşu, AK Parti’nin aktiviteleri hem TRT yayın yapıyordu hem bütün öbür kanallar yayın yapıyordu. Muhalefetin sesini kısma diye bir şey yoktu açıkçası. Ya da o günün iş örgütlerini düşünün. O gün iş örgütleri çok özgür konuşuyordu, korkmuyorlardı. Fakat şu anda kaygı iklimi var. Bu kaygı ikliminin kalkması çok kolay… Bir açıklama, bu kadar. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet bu tabirlerde samimiyseler yarın sabah bir kaç açıklamayla bu çabucak düzelir.”

“NİYE BİR TANE MHP’Lİ BAKAN YOK HÜKÜMETTE?”

MHP’nin şu anki makus idarenin ağır sonuçlarına ortak olmayacağının altını çizen Babacan, “Küçük ortağın (Bahçeli) baştan beri bir stratejisi var; kâra ortak fakat ziyana ortak değil. Devlet gücünü kullanmanın her türlü menfaatinden istifade ediyor fakat başarısızlıklara ortak değil. Başarısızlık olduğunda çabucak arayı koyuyor. Askıda ekmek üzere bir proje başlatırlar mı yoksa? Bu ne demek, “Vatandaş ekmek parasına muhtaç kaldı, ben bu projeyi başlatıyorum” demek. Vatandaşı ekmek parasına muhtaç eden kim? İktidarın küçük ortağı kendisini dışarıda tutuyor ve büyük ortağı işaret ediyor. Niçin bir tane MHP’li bakan yok hükümette? Bu nasıl ortaklık… Türkiye’nin çöküşüne, şu anki berbat idarenin ağır sonuçlarına ortak olmayacaklar. İleride kendilerini korumak için, bu tabloda kenarda durmak istiyorlar lakin bunu başaramayacaklar. Biz hatırlatacağız kendilerine “Siz ortaksınız, kaçamazsınız” diyeceğiz.” tabirlerini kullandı.

Sözcü