Erol Haydaroğlu, 1948 yılında Çankırı’da doğdu. Küçük bir çocukken de hayali olan, askerlik mesleğini seçti. Evvel Kuleli Askeri Lisesi, akabinde Harp Okulu’nu bitirip, 1969’da Tankçı Teğmen olarak mezun oldu. Birinci vazife yeri Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığıydı. Üsteğmen rütbesini de bu birliğinde taktı.
NİKAHI VARDI…
18 Temmuz 1974’te eline ulaşan zarf ile hayatında yeni bir periyot başladı. Gaziantep Islahiye’deki 39. Zırhlı Tümene tayini çıkmıştı. 24 saat içinde yeni birliğinde olması isteniyordu. Halbuki bir hafta sonra Ankara Sıhhiye Orduevi’nde nikahı vardı ve evlilik hazırlığı yapıyordu. Akşamları da Ankara Eczacılık Yüksek Okulu’na devam ediyordu. Askerlikten emekli olduktan sonra Eczane açmak üzere bir hayali vardı. Fakat buyruk gelmişti, sonraki sabah Islahiye’deydi…
Ankara Binicilik İhtisas Kulübü üyesi de olan Haydaroğlu, kulüpteki manej ve barınaklara giderek, atlarla da ilgileniyor.
TENKITLERI DUYMAZDAN GELDİM
SONRA SIYASET: 1983’te siyasi partiler kuruldu. Hemşehrim olan ve sonradan Çankırı Milletvekili seçilip Tarım Orman Bakanlığı da yapan İlker Tuncay Anavatan Partisi’nde (ANAP) siyasete atılma kararı almıştı. O da tankçı ve daha sonra kara pilot olarak TSK’da misyon yaptı. Bana da ANAP kurucusu olmamı teklif etti, ancak siyasete uzaktım. 1989’daki mahallî seçimlerde Mamak Belediye Meclisi üyeliği teklifi aldım, hem Büyükşehir hem de Mamak Belediye Meclis üyesi seçildim. 4 yıl Tarım Orman Bakanlığı Bakan danışmanlığı yaptım.
ARTIK ECZACI: Kıbrıs’a giderken Eczacılık Yüksek Okulu’nu bırakmak zorunda kalmıştım. 37 yıl geçmişti, fakat hayalimden hiç vazgeçmedim 2011’de yani 63 yaşındayken Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne tekrar kaydoldum. Dostlarım eleştirdi, kimseyi dinlemedim ve bu yıl mezun oldum. İki çocuğum 3 torunum var. Artık ben de Eczacıyım ve artık oğlumla Eczane açacağız.
Erol Haydaroğlu yaşadıklarını Emin Özgönül’e anlattı…
EN UFAK BİR TEREDDÜTÜMÜZ OLMADI
HAYDİ KIBRIS’A: Islahiye’de yeni vazife yerime Ankara’daki birliğimden 7 arkadaşımla gittik. Bizi tren garına götürdüler. Mersin’e gideceğimiz bildirildi. Kıbrıs’ta sular ısınmış, Rumlar darbe yapmıştı. Kıbrıs Türkü tekrar güç durumdaydı. En ufak bir tereddüt duymadık. Devletimiz Kıbrıs Türkünün bağımsızlığına katkı için bizi de seçmişti. Mersin’e güle oynayana gittik. Gece 107 nolu çıkarma gemisine bindik. Sonraki sabah Lapta’daki Yavuz çıkarma plajından adaya ayak bastık.
BIRINCI ATEŞ VİLLALARDAN: Adaya çıktığımızda birinci ateşi Girne’deki villalarda mevzilenen Rumlardan aldık. Evvel Girne içlerine, sonra da Boğaz bölgesi ve Lefkoşa’ya ilerledik. Biz tankçı birliği olarak M-47 tankları ile Rum mevzilerini imha ederek geriden gelen kuvvetlere alan açıyorduk. Beşparmak Dağları’na yaklaşırken bu sefer yeni Rum mevzilerinden tank ve topçu ateşi ile karşılaştık. Tankla, Beşparmak Dağları’nın eteklerine tırmandık. Bugün 72 yaşında olan Erol Haydaroğlu, sonrasını ve yaşadıklarını ayrıntılarıyla şöyle anlattı:
ATIŞLAR İŞİTME BOZUKLUĞU YARATTI
TANKIN ALTINDA YATTIK: Ankara’dan Islahiye’ye birlikte gittiğim Yüzbaşı Ramiz Turan şehit oldu. Albay Karaoğlanoğlu ve bugün KKTC’deki Ercan Havaalanı’na ismini veren Pilot Binbaşı Fehmi Ercan’ı da o çatışmalarda kaybettik. Yeşil çizgi üzerindeki bölgede konuşlandık. İkinci harekat sonrası Taban Karpaz bölgesine kadar bugünkü hudutlar çizildi. Tankın altında uyuyorduk. Ağaçlardaki meyvelerle açlığımızı bastırıyorduk. Sonra birliğimiz Güzelyurt bölgesinde bir kampa yerleşti. 1975 yılı ortalarına kadar orada kaldık.
Birinci değiştirme kararı çıkınca Türkiye’ye döndüm. Geciken evliliğimizi gerçekleştirdik. Tekrar birinci vazife yerim Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı’nda vazifeye başladım. Kısa periyot askerlik yapanların eğitimine katıldım. Gazeteci Can Aksın da askerlerim ortasındaydı. 1978’de Erzurum Aşkale’ye tayin oldum. Kıbrıs harekatında tanktan yapılan atışlar kulağımda işitme bozukluğu yaratınca yüzbaşı rütbesinden malulen emekli oldum. Birebir vakitte Kıbrıs gazisiyim. Gazi maaşım da tam 980 lira.
Sözcü
