Muğla Bodrum Yalıkavak’ta yaşayan Devlet Sanatkarı, dünyaca ünlü Piyanist Gülsin Onay, Memleketler arası Gümüşlük Şenliği’ni yarattı. Tam bin 600 gence piyano eğitimi verdi. 5 kıtada 80 ülkede 2500’e yakın konser veren Onay, sanat hayatında bilinmeyenlerini ve Atatürk aşkını anlattı. İşte söyledikleri:
Zafer Bayramı’mızı kutlayacağız. Bu zaferleri unutmak, unutturmak mümkün mü? Bu zaferler her vakit bizim içimizde oldu. Bugün ben varsam ve bu çocuklarımıza piyano eğitimi verip geleceğe hazırlayabiliyorsam bunu Ulu Başkan Atatürk’e borçluyum. Ben bir Atatürk çocuğu olarak büyüdüm. Çocukluğumdan bu yana Ulu Lider Atatürk’ün çizdiği yoldan, gösterdiği ışıktan ayrılmadım, sapmadım. Bu yoldan ayrılmak isteyenler olabilir. Lakin çok ayrıntılı incelendiğinde Atatürk’ün sanat, bilim, kültür, tarih ve spor ismine bu ülkeyi kurduğu o yıllarda attığı adımların, çizdiği yolun günümüzde bile ne kadar tesirli ve geçerli olduğunu bugün de görüyoruz. Atatürk’ün aydınlattığı bu yoldan gitmeye devam edeceğiz. Atatürk’ün çizdiği yoldan ayrılmadan bu ülkenin çocuklarına vereceğimiz çok şey var.
“Annem ve babamla artık konserlerde birlikte değiliz lakin meskende beni severek dinliyorlar.”
400 YILLIK ŞAPELDE ŞENLIK
Bodrum’a milletlerarası bir müzik şenliği kazandırmanın gururunu yaşıyorum. 17 yıl evvel Londra’da doğup büyüyen lakin yaşamak için benim üzere Bodrum’u seçen ve Gümüşlük’e yerleşen piyanist Eren Levendoğlu ile tanıştım. Gümüşlük’te Eklisya’da 400 yıllık bir şapel bulunduğunu, akustiğinin çok harika olduğunu ve burada bir şenlik yapmak istediğini söyledi. ‘Acaba bunu birlikte yapabilirmiyiz’ diye sordu. Şapelin, kaktüslerin ortasında, bir taraftan deniz, bir taraftan tarih, bir taraftan tabiat. O an büyülendim. İhsan Doğramacı’yı aradım. Bilkent’ten 1 hafta için piyano rica ettim. O da çabucak kabul etti. Sonra açılış için İdil Biret’i aradım. O da ‘memnuniyetle’ diyerek kabul etti. Sonra da Hüseyin Sermet ve Hande Dalkılıç katılmayı kabul ettiler. Eren ve 5 piyanist ile muazzam bir açılış gerçekleştirdik.
Milletlerarası Gümüşlük Müzik Şenliği’ni her yıl 15 bin müziksever takip ediyor. Şenlik kapsamında her yıl, Avrupa, Amerika, Afrika ve Avustralya kıtalarından gelen sanatkarlar 20 konser veriyor. Bugüne kadar 33 ülkeden 707 sanatçı konuk edildi ve toplamda 328 aktiflik düzenlendi. 105 klasik müzik sanatkarı, 23 caz müzisyeni ve caz topluluğu, 20 trio/quartet/orkestra ve bale kümesi ağırlandı. Ağırladığımız sanatsever sayısı ise 300 bine yaklaştı. Ayrıyeten 1600 müzik öğrencisine eğitim ve sertifika verdik. Ülkemin her köyünde ve kasabasında bu tıp müzik şenliklerinin yayılması en büyük arzum.
YENİ KUŞAK İNANILMAZ YETENEKLİ
Yeni kuşak inanılmaz yetenekli. Mükemmel bir piyanist ordusu geliyor. İngiltere ve Almanya’ya kıyasla bizim çocuklarımız da en az onlar kadar iyi klasik müzik eğitimi alıyorlar. Lakin biz de çocuklarımız için imkanları arttırmalıyız. Konservatuvar olmayan yerlerde küçük müzik okulları bile yok.
Almanya’da en ufak köyde bile bir müzik okulu bulabilirsiniz. Orada çalışma imkânı olabilir. Her isteyen bir enstrümanı basitçe alabilir, kullanabilir ve hoca bulabilir. İnşallah bizde de ileride mümkün olur. Toplumsal medya ve internet üzerinden de çok sayıda çocuk klasik müziği keşfediyor ve örnekleri de var.
Onay’ın eşi Tony de şahane piyano ve kontrabas çalıyor.
YURT DIŞINDA EĞİTİM İMKANI
Gümüşlük Müzik Şenliği konutunda genç müzisyenlerle eğitim çalışmalarım sürüyor. Bununla ilgili hayallerimizin ortasında birçok öğrencinin yurt dışında tahsil imkânlarını artırmak, çeşitli burslar vererek onları desteklemek var. Sonunda da onları dünya sahnelerinde en iyi yerlerde görmek istiyoruz.
Bodrum’un bir kültür sanat merkezi olarak ziyaret edilmesini sağlamak ve kültürel gelişimine katkıda bulunmak en büyük emelimiz. Şenliğin Benyamin Sönmez anısına olan kapanış konserini Çağ Erçağ ve oğlum Erkin Onay ile birlikte gerçekleştireceğiz. Oğlum Devlet Opera ve Balesi’nde baş kemancı olarak misyon alıyor. Oğlumla müzik yapmak en çok keyif aldığım anlardan diyebilirim.
KÖYLERDE SANAT EĞİTİMİ VERİLDİĞİNİ GÖRMEK İSTİYORUM
Türkiye’de sanatın var olması ve gelişmesi için çabalayan birçok kurum ve ferdi eforlar var. Bu umudumuzu her vakit canlı tutuyor. Bir çok ülkede olduğu üzere büyük bütçelerin ayırıldığı bir alan olmasa da bu kurallara karşın çok nitelikli klasik müzik tahsili imkânlarına ulaşmak ve fevkalâde performanslar sergileyen orkestraları dinlemek mümkün. Birebir formda opera ve bale temsilleri için de durum bu türlü.
Doğu vilayetlerimizin bir birçoklarında ne yazık ki bu imkânlar gereğince yok lakin burada hepimize büyük bir sorumluluk da düşüyor. Mümkün olduğunca yeni projeler üretmek, bir ortaya gelmek ve çeşitli kurumları da harekete geçirerek onlara imkânlar sağlamak hepimizin hayal ettiği bir husus. Umuyorum ki ülkemin her kentinde, ilçe ve köylerinde çocuklarımız bu imkânlara çarçabuk ulaşabileceği günleri görür. Dünya sahnelerinde, güçlü kültürümüzü ve manevi zenginliklerimizi de sanat yoluyla anlatabilme ve gelecek jenerasyonlara aktarabilme fırsatı bulur.
Sözcü
