Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Lideri Ali Babacan Fox TV’de Çalar Saat programına konuk oldu.

Babacan, Türkiye’nin 1 numaralı sorununun iktisat, işsizlik ve hayat pahalılığının olduğunu belirterek şunları söyledi:

* Halkımıza sorduğumuz vakit bütün anketlerde, bütün kamuoyu yoklamalarında vatandaşımız, ‘benim 1 numaralı meselem ekonomi’ diyor.

* Ancak çok garip bir formda hükümetten gelen bütün açıklamalar iktisadın uçuşta, kalkışta olduğu her şeyin çok iyi gittiği tarafında, şu andaki sorunların tahlili için öncelikle hastalık konusunda bir mutabakat lazım.

“HASTALIĞI İNKAR EDİYOR”

* Yani öncelikle bir teşhisi koymak lazım. Şayet siz teşhisi koymazsanız tedaviye başlayamazsınız. Yani o denli bir tabloyla karşı karşıyayız ki hasta hastalığını inkar ediyor ‘ben hasta değilim’ diyor. Hasta değilim diyen bir kişinin tedavisine nereden nasıl başlayacaksınız.

* Şu anda karşı karşıya olduğumuz sorunun temelinde bu yatıyor. Öncelikle daima bir arada iktisadımızla ilgili önemli problemler olduğunu kabul etmemiz lazım.

KREDİLER; DÖVİZ VE ALTINA

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) ‘aktif rasyo’ adımıyla ilgili Babacan daha çok kredi verilen bankanın ödüllendirildiğini, bunların da hükümetin zorlamasıyla kamu bankaları olduğunu belirterek şöyle konuştu:

* Doğal ki bankalarımızın vazifesi kredi vermek bununla bankalarımızı suçlayamayız lakin kredilerin basiretli, amacına uygun verilmesi lazım. Son periyoda baktığımız vakit kredi artışı nereye gidiyor? Sahiden beşerler aldıkları kredileri ne yapıyor?

* Ben emlak piyasasından tanıdığım dostlarıma, ne hoş daha çok konut satılıyor, daha çok konut kredisi kullandırılıyor diyorum… Bana diyorlar ki, ‘o kullandırılan kredilerin daha birçok o ucuz parayı almak için’ yani konutlar eş dost ortasında el değiştiriyor, o ucuz kredi alınıyor.

* Alınan o ucuz kredinin ise döviz ve altına gittiği söyleniyor. Artık iktisadın doğal istikrarlarına bilinçsiz bir formda akıl dışı bilim dışı müdahale ederseniz istek ettiğinizin tam dışında sonuçlar elde edersiniz. Esnafımız, sanayicimiz kredi düzenekleri tabi ki değerli.

* Üreten herkesin uygun koşullu krediye kolay erişebilmesi çok değerli lakin düzenekleri o denli kuracaksınız ki verdiğiniz kredi sahiden emeline uygun kullanılsın. Şayet bununla ilgili önlemleri almazsanız krediye verdiğiniz para çabucak dövize altına masraf piyasa bunu çok kolay yapar.

* Hükümetin ve BDDK’nın bankaları daha fazla kredi vermeye zorlaması, bankaların basiretli tavrı konusunda maalesef bir ölçü gevşemeye yol açıyor.

MESKENINE DÖN DAVETI

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın da dayanak verdiği MHP Önderi Devlet Bahçeli’nin, DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener’e ‘Evine dön’ davetini kıymetlendiren Babacan şöyle konuştu:

* Bugünkü hükümet hala işleri toparlayabileceğini zannediyor ve önünde de yaklaşık 3 yıllık bir devrin olduğunu varsayıyor bütün bu toparlama için. Benim iddiam bir müddet daha, Türkiye’yi toparlayabilir miyiz diye bir arayış içinde olabilirler.

* Bir yandan da tabi siyasetin ülkeyi yönetme boyutu vardır, bir de ayak oyunları, senaryolar, tiyatrolar vardır. Açıkcası bir o tarafıyla hiç ilgilenmiyoruz Deva Partisi olarak, teşkilatlanmalarımızı süratli bir formda sürdürüyoruz.

* Bugüne kadar 61 vilayetimizde kurucu heyet oluşturduk, 100’ün üzerinde ilçede ilçe liderlerimizi görevlendirdik ve süratli bir halde kendi teşkilat yapımızı oluşturuyoruz. Çalışmalarımız devam ederken de bir yandan da ülke sorunlarına odaklanıyoruz.

* Hasebiyle bizim gündemimizde ne hangi parti ne tarafa geçmiş, şu kişi çıkmış bu kişi mi olmuş yeni parti kurulacakmış kurulmayacakmış, bunlara bakmıyoruz biz şuanda kendi teşkilatlanmalarımıza ve memleketin problemleriyle son derece meşgulüz.

ERKEN SEÇİM OLUR MU?

Erken seçim tezleriyle ilgili de konuşan Ali Babacan kelamlarını şöyle tamamladı:

* Seçimle ilgili 2023 deniyor lakin 2023’e kadar Türkiye’nin ne ekonomik yapısı ne sosyolojisi, ne siyasi tabanı dayanmaz açıkcası yani bu çok zorlama olur.

* 2023’e kadar yönetim etmesi çok güç lakin bilhassa dünyadaki bu eksi faizleri de baz aldığımızda Türkiye’nin kaideleri kötüleşerek bir mühlet daha devam edeceğini maalesef ve muhtemelen 2021 ya da 2022 yılında artık seçimin kaçınılmaz olacağını iddia ediyoruz.

* Bunlar bizim tahminen bulunduğumuz yorumlar ne olacak bilemiyoruz ama ben şuna üzülüyorum memleketin gündeminde bu kadar sorunu varken siyasi gündemde değişik bahisler var. Siyasi gündem değerli ölçüde içi boş tartışmalarla dolu.

* Memleketin hangi sorunu için ne üretiliyor diye bakıyorum lakin bunu göremiyorum maalesef.

Sözcü