Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, NTV ekranlarında Funda Görey’in gündeme ait sorularını yanıtladı.

Corona virüsü salgınının tüm dünyayı tesiri altına aldığını belirten Ersoy, söyle konuştu:

* Türkiye’de çok başarılı biçimde salgınla gayret sürdürüldü. Nisan sonrasında artık olağanlaşma süreci başladı. 1 Haziran’dan itibaren turizm dalı bir ivme kazanmaya başladı.

* Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya üzere ülkelerle ağır hava trafiği başladı. 2020 beklentimiz çok yüksekti ancak maalesef 2019 datalarına nazaran önemli bir düşüş olacak.

* Şayet hava trafiğinde olumsuz bir hareketlenme olmazsa 15 milyon turist sayısını yakalarız diye düşünüyoruz. 11 milyar dolarlık bir geliri de geçeriz diye düşünüyorum. Temmuz sonuyla 6 buçuk milyon turist sayısını yakaladık.

“Dönem geç başladı fakat geç bitecek üzere görünüyor” sözünü kullanan Ersoy, şöyle devam etti:

* Ülke genelindeki insanlarda ‘kendi ülkemde seyahat edeyim’ diye bir algı oluştu. Milletlerarası hava trafiği de kapalıydı tabi. Bunun da tesiri var. Biz bu telaşları gidermek açısından bir sertifikasyon programını hayata geçirdik.

* Avrupa’ya da örnek teşkil etti. Biz bunu hazırlarken kesim temsilcileriyle, Bilim Heyeti ve Sıhhat Bakanlığı ile birlikte çalıştık. Bu sertifikalı tesislerde çok az sorun yaşanıyor. Bunu sonrasında da devam etmek istiyoruz.

* Oda sayısını daha aşağı çekmek ve önlemleri daha da arttırarak devam ettirmek istiyoruz. 4 bin 900 sertifikasyon verildi. Bunun yarısından fazlası konaklama.

* Şu anda muhtemelen yüzde 35-40’ına denk geliyordur kesimin. Bu kısa müddetli bir salgın değil. Kriterlerimizi bununla birlikte yaşayacak hale getirmemiz lazım.

* Sertifikasyon konusunda ne süratli olan Asya ülkeleri oldu. Zira çok sık yaşadılar salgınları. Onlar hazırlıklıydı. Biz de Türkiye olarak Avrupa’da öncü olduk.

“EKİPMAN YANLIŞ”

Galata Kulesi’nde reaksiyon çeken onarım çalışmalarına da değinen Ersoy, şunları söyledi:

* Galata Kulesi bizim de güzel bulmadığımız bir fotoğrafla gündeme geldi. Fakat tek bir kare ile yorumlamanın çok hakkaniyetsiz olduğunu belirtmek istiyorum.

* 1962’li yıllarda birinci sefer önemli bir onarım kararı alınıyor. Alışılmış o zamanki periyodun anlayışında beton ve betonarme kabul görmüş fakat bugün kabul görnüyor.

* Vakıflar Genel Müdürlüğü ile birlikte bir onarım kararı alındıktan sonra Anıtlar Genel Kurulu’nun almış olduğu kararla, ‘Buraya has olmayan yapının gerecin ayrıştırılması, raspalanarak özgün gerecin kalması’ kararı veriliyor.

* Bilhassa çatı kısmında, külah kısmı büsbütün betonarma hale getirilmiş.

* Anıtlar Konseyi kararına istinaden çalışma başlıyor. Evvel bir raspa yapılıyor, sonradan yapılan eklentiler oradan çıkartılıyor. Çürütme ve tümleme dediğimiz bir terim var. Beton orjinal yapıyı çürütüyor. Duvarın belirli bir kısmı gitmiş ve tümlerken inşaat demiri betonla yapılmış.

* Anıtlar Heyeti ‘bunu al’ diyor. Daha özgün gereç ile onu tümlüyorsunuz. Yapılan süreçler de bu aslında. Yapılan süreç hakikat, kullanılan ekipman yanlış.

Sözcü