Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Habertürk’te İnsan Hakları Aksiyon Planı ile getirilmesi planlanan yenilikler hakkında konuştu. Bakan Gül’e Halk TV yorumcusu gazeteci Levent Gültekin’in kanal binası önünde kalabalık bir küme tarafından uğradığı hücum soruldu. “Geçmiş olsun. Şiddet asla tasvip edilemez. Kime karşı olursa olsun” diye karşılık veren Gül, gazetecilere yapılan akınlar ve bu bahiste yapılması planlanan düzenlemeye değindi.

“GAZETECİ GÜVENLİĞİ EHEMMİYET VERİLMESİ GEREKEN BİR KONU”

Gül, şöyle konuştu:

* Gazetecilere yönelik basın özgürlüğü Anayasa’da da teminat altına alınmış bir özgürlük. Gazeteciler sansürlenemez. Faaliyetleriyle kamu hizmeti yapan bir meslektir.

* Elbette bu bahiste gazeteci güvenliğini İnsan Hakları Hareket Planı’nda değerli bir başlık olarak aldık. Gazeteci güvenliği konusunda kurumların ortak çalışmasıyla…

* Gazetecilik tabiatı gereği eleştirmeye müsaittir. Tabiatı gereği farklı bir şeyi lisana getirebilir. Bu hususta gazeteci güvenliği de kıymet verilmesi gereken bir mevzudur.

* Bu konuda değerli adımların atılacağı, farkındalık ve öbür eğitim, mevzuat çalışmalarının yapılacağı bir gaye olarak karşımıza aldık.

“KATALOG CÜRÜMLERDE SOMUT KANIT KURAL OLACAK”

Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın aldığı mahpus cezasına ait değerlendirmede bulunan Abdülhamit Gül, şunları söyledi:

* Davaların, belgelerin içeriğini yargı mensupları bilir. Yargı mensupları da kanıttan sanığa ulaşır. Bir kişinin hür kalması, o kişinin yaptığı fiillerinin cezasız kalacağı manasına gelmez. O kişi tutuksuz yargılanıyordur. Yargılama bir süreçtir…

* Katalog hatalar dediğimiz aşikâr kabahatlerle ilgili somut kanıtlara dayanma şartını öngörüyoruz. Katalog cürüm olarak 14-15 kabahat var ceza mevzuatımızda. Bu hatalar olduğunda uygulayıcılar otomatik olarak ‘delil vardır’ yaklaşımında olabiliyor.

* Burada somut kanıt bulunma kaidesi tutuklama için bir gerekliliktir diye bir düzenleme düşünüyoruz. Somut kanıt olacak ondan sonra tutuklanacak. A evrakında niçin bu türlü oldu? B belgesinde niçin bu türlü oldu? Bunlar yargının vereceği kararlar.

* Yargı mensupları evraktaki kanıta nazaran bakacak. Bize düşen bir eksiklik varsa ya mevzuat eksiktir, çağın gerisinde kalmıştır ya da uygulama eksiktir, yanlıştır, kusurludur. Her ikisi de çözülmesi gereken sonuçtur.

* “Kanunların hepsi çok iyi, uygulayıcılar çok makûs uyguluyor” demek haksızlık olur. Tahminen de kanun eksiktir. Kanunu eksik olanlarda biz bu Hareket Planı’nda kanun düzenlemesi yapacağız. Uygulama eksikse uygulamayla ilgili farkındalık, eğitimler, denetleme üzere düzeneklerle kıymetli adımlar atılacak

“ELEŞTİRİSİ CÜRÜM OLMASIN”

Bir yıl içinde 5 gazetecinin dövülmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Gül, şunları kaydetti:

* Gazeteci güvenliğine yönelik her türlü atak asla kabul edilemez. Burada bir başlık olarak kıymetli bir maksat olarak karşımızda. Faal gayret, soruşturmaların aktif yapılıp, yapılmadığı üzere tüm çalışmaları farklı bir başlık olarak alınması çok bedelli.

* Gazeteci güvenliğiyle ilgili çok değerli adımlar var Hareket Planı’nda. Bu husustaki bir fiil TCK’da cezasız kalmıyor. Genel itibariyle tutuksuz oldu, cezasız kaldı diye bir algı var. Bu istikametiyle ilgili bir durum olabilir.

* Kanunlarımız, mevzuatımız bu konuda çok değerli düzenlemeler getirmiş durumda. Hiç kimse niyetinden ötürü, tenkitten ötürü özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Bu kozmik bir unsurdur, Hareket Planı’na, kanuna bile yazmaya gerek yoktur. Tenkit zati kabahat olmasın.

“SİHİRLİ DEĞNEK VADETMİYORUZ”

Gül, şöyle devam etti:

* Bir söz tenkit mi, fikir mi, hakaret mi, terör propagandası mı, nefret kabahati mu, ayrımcılık hatası mu bunun kararını verecek olan yargı merciileridir.

* Biz hükümet olarak uygulayıcılara bir irade olarak, “Düşünce, açıklama, hakaret, tenkit, terör propagandası ortasında çok ince bir ayrım var. Sizin terör propagandası dediğiniz tenkit olabilir. Sizin nefret hatası dediğiniz niyet açıklama olabilir.

* Ey uygulayıcılar! Buna dikkat edin!” diye kanun çıkartılıyor yargı paketi çerçevesinde. Ve yetmedi. Biz bu bahisle ilgili eğitimler yapacağız…’Bir sihirli değnek var her şey düzelecek’ diye bir şey vadetmiyoruz.

* Cennet vadetme yetkisi yok. Şunu vadediyoruz: Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye’de herkes fikrini açık bir halde söz edebilme özgürlüğüne sahiptir.

* Demokrasilerde herkes tıpkı şeyi söylemez. Herkes tıpkı şeyi söylese orada demokrasi olmaz. Tenkit olacaktır, farklı görüşler olacaktır ve farklı görüş, fikir, tenkitler hukukun muhafazası altındadır.

Sözcü