Kıyı Kanunu’na tabi alan içinde kalan, kara tarafında Nitelikli Doğal Müdafaa Alanı, yaklaşık 250 metre batısında Güney Antalya Kültür ve Turizm Muhafaza ve Gelişim Bölgesi, yaklaşık 1 kilometre güneybatısında ise Beydağları Kıyı Ulusal Parkı bulunan Sarısu Plajı’na Ulaştırma Bakanlığı’nca imali teklif edilen petrol iskelesine reaksiyonlar çığ üzere.
Mevzuyu TBMM’ne taşıyan CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, “Bu proje Sarısu’ya ihanettir” dedi.
“ÇEVREYİ DEĞİL İŞLETMECİNİN MALİ KAYBINI DÜŞÜNMÜŞLER”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına bir soru önergesi veren Budak, açıklamasında şu sözlere yer verdi;
* Antalya Konyaaltı İlçesi Liman Mahallesi İskele Emelli 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar planı olarak tanımlanan plan, nitelikli doğal muhafaza alanı ve mavi bayraklı Sarısu mesire yerinin önünde, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalmaktadır.
* Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının mevzuya ait hazırlattığı fizibilite raporunda projenin Yap-İşlet-Devret modeliyle hayata geçirileceği ve işletme hakkının 49 yıllığına verileceği de belirtilmiştir.
* Fizibilite raporunun 87’nci sayfasında muhtemel kaza ve risklere ait ‘Oluşabilecek başka bir risk ise gemi kazası sonucunda etraf kirliliği oluşmasıdır.
* Kaza sonucu; hem tesisin oluşan kirliliği telafi edebilmek için mali kayba uğraması, hem de prestij kaybetmesi ile sonuçlanacaktır’ sözlerine yer veriliyor. Lakin mümkün etraf felaketinden, yaşanacak ağır deniz kirliliğinden kimse bahsetmiyor. Çevreyi değil işletmecinin mali kaybını ve prestijini düşünmüşler.
“DÖNÜŞÜ OLMAYACAK BİR YIKIM”
Projenin inşaat basamağında deniz ortamında yapılacak süreçlerde deniz tabanının ve kıyı bandının yapısının değişmesi kelam konusu olduğunu ekleyen Budak: “Bu durumda deniz ekosistemindeki canlılar ziyan görecek. Deniz tabanında ve kıyıda geri dönüşümü olmayacak bir yıkım kelam konusu olacak. Bu proje hayata geçerse Sarısu’yu kaybederiz. Bakanlığın bir an evvel bu yanlıştan geri dönmesini istiyoruz” dedi.
Budak önergesinde şu sorulara yer verdi:
* Hazırlattığınız fizibilite raporu doğrultusunda, kelam konusu bölgeye dev akaryakıt tankerlerinin yanaşacağı göz önüne alındığında projeye ait Çevresel Tesir Kıymetlendirme raporu Bakanlığınıza ulaşmış mıdır? Ulaştıysa sonuçları nelerdir?
* Projenin, proje alanının kıyı ile birleştiği Nitelikli Doğal Muhafaza Alanı’na olan tesiri nedir?
* Yap-İşlet-Devret modeli ile üretimi öngörülen projeye ait fizibilite raporunda ‘Sonuç olarak finansal açıdan değerlendirildiğinde yatırımın tamamını yapacak ve aşikâr bir mühlet işlettikten sonra kamuya devredecek bir yatırımcı bulunması lakin inşaat altyapılarını genel bütçe kaynakları ile yapılması akabinde sağlanabilir’ sözlerine yer verilmiştir. YİD modeli bu proje için neden genel bütçe kaynaklarının kullanılmasına gereksinim duyulmuştur? Genel bütçeden ne kadarlık bir hisse ayrılması öngörülmektedir?
“DENİZ KİRLİLİĞİ İÇİN HANGİÖNLEMELER ALINDI”
* Bakanlığınızın fizibilite raporunda, oluşabilecek kaza ve risklere ait çevresel hassaslık yerine, işletmeyi üstlenecek şirketin uğrayacağı mali kayba ve prestij yitimine dikkat çekmesi gerçek mudur?
* Muhtemel bir etraf tahribatı işletmeyi yapacak şirketin mali kaybından ve prestijinden daha az mı değerlidir?
* Projenin hayata geçmesi halinde dev akaryakıt tankerlerinin oluşturacağı deniz trafiği ve deniz kirliliğine ait hangi tedbirler alınacaktır?
* Dünyaca ünlü Sarısu Plajı yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktasıyken, kelam konusu projenin hayata geçmesi halinde bölge turizminin nasıl etkileneceği konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığından görüş alınmış mıdır?
* Alındıysa hangi değerlendirmeler yapılmıştır?
* Antalya Büyükşehir Belediyesi Etraf Konseyi’nin projeye yönelik itirazları dikkate alınarak projenin tekrar kıymetlendirilmesi gündeminizde midir?”
Sözcü
