Corona virüsüne karşı uğraşını kazanan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK toplantısının akabinde basın açıklaması yaptı. Öztrak ülkeler ortasındaki kara para trafiği ve bankaların bu trafikteki rolünü ortaya çıkaran ABD Hazinesi’ne bağlı Mali Hataları Araştırma Ağı’na (FinCEN) ilişkin evraklara ait açıklamalarda bulundu.
800 MİLYON DOLAR RÜŞVET
Dün gece ortaya çıkan dokümanları ‘skandal’ olarak nitelendiren Öztrak şöyle konuştu:
* Kimi bağımsız, özgür basın kuruluşları Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı evraklarından yola çıkarak dünya üzerinde yasadışı para hareketlerini ve milletlerarası bankaların kara para aklamadaki rolünü ifşa ettiler.
* Bu dokümanlarda tanıdık bir isim var. O da Reza Zarrab. Birebir gün Reza Zarrab’ın kuryesinin röportajı da kamuoyuna servis edildi. Bu kuryenin verdiği bilgilere nazaran Reza Zarrab, İran’ın Türkiye çizgisinde 20 milyar dolarlık bir para ticaretine aracılık etmiş.
* Bu para ticaretinde 800 milyon dolar Türkiye’de rüşvet olarak dağıtılmış. Bunlar kuryenin tezleri.
HEPSİNİN İSMİ GEÇİYOR
“Röportajda; Şanlı Divan’da aklanmayan, aklanması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Ak Parti çoğunluğu tarafından engellenen bakanların hepsinin ismi geçiyor” diyen Öztrak, “Böyle bir mülakatı Türkiye’de kaç basın kuruluşu yapabilir. Bu mülakatı bıraktık, bakalım kaç gazete yahut medya kuruluşu yayınlanmış olan bu argümanları haber yapabilir” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İTİBARI…
Öztrak, kelamlarını şöyle sürdürdü:
* Maalesef bu sıkıntı milletlerarası arenada Türkiye’nin yumuşak karnı olmaya devam edecek. Anlaşılan Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde de bu problem kullanılacaktır.
* Trump’ın Halkbank problemi için ferdî nüfuzunu kullanması, yargı süreçlerine müdahalesi, bunu sağlamak için damatlar ortasındaki art kapı diplomasisi tezleri Amerika Birleşik Devletleri seçiminde ve kongrede daima lisana gelecek, Türkiye’nin prestiji ABD seçimlerine tekrar gereç olacaktır.
BAKARA MAKARA DİYENLER…
Bugüne kadar hiçbir idarenin Türkiye’yi bu duruma getirmediğini belirten Öztrak kelamlarını şöyle bitirdi:
* Rüşvet tezlerine bahis olan bakanlar Büyük Divan’da yargılansaydı bunları yaşamazdık. Bakanlar hatalıysa cezasını çekerdi, hatasızsa aklanıp, milletin huzuruna alınlarının akıyla çıkarlardı. Bunlar yapılmadı. Ne yapıldı?
* Rüşvetten aklanamayan bakanlar, ‘bakara makara’ diyen bireyler artık büyükelçi yapıldı. Yazık değil mi ülkemize? Şehit kanlarıyla kurulmuş Cumhuriyetimizin prestiji, bu ülkeyi yönetenler için bu kadar mı ucuz?
* Bu ucube rejimde ülkemiz daima patinaj yapıp yerinde sayıyorsa, bunun bir öteki nedeni de; yasama yargı ve yürütme ortasındaki kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasıdır, Saray’ın Gazi Meclis üzerindeki vesayetidir.
Sözcü
