Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, partisinin Fethiye 1. Olağan İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşmada gündeme dair açıklamalarda bulundu.

“HİÇBİR YERDEN TALİMAT ALMAYIZ”

Konuşmasında Fethiye’de yaptığı esnaf ziyaretlerine değinen Davutoğlu, şöyle konuştu;

*Esnafların ortasında dolaşırken sürücü Meral Hanım, tam bir yiğit Yörük bayanı. Döndü dedi ki, ‘Sayın başbakanım biz sizi daima sevdik. Zira siz Torosların oğlusunuz dedi. O kadar hoş bir telaffuz ki. Evet arkadaşlar biz Torosların oğluyuz. Biz bu toprakların, bu yiğit insanların ortasında yetişmiş, bu toprakların çocuğuyuz.

*Hiçbir yerden talimat almaz, vicdanımız dışında hiçbir kelama prestij etmeyiz. O Toroslar ki hani biraz evvel ima ederek söylediğim arkadaşımız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti? ‘Gidin o Toroslara bakın. Şayet orada bir Yörük obasında duman tütüyorsa memleket emin ellerdedir.” İşte biz o dumanı tüten Yörük obalarının çocuklarıyız.

*Biz tarihi şuurun, ulusal kimliğimizin, birlik ve beraberliğimizin ve 83 milyonun kardeş olduğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının onurunu taşıyoruz. Bize öteki onur, öteki unvan gerekmez.

“BAŞBAKAN OLARAK BAŞLATTIĞIM İŞLER YARIM KALMIŞ”

Gara şehitlerine bir defa daha rahmet ve ailelerine sabır dileyen Davutoğlu, şunları söyledi;

*Bu topraklar birçok şehitler verdi. Muğla Kuvai Milliye’nin, yiğit zeybeklerin ruhlarının ayağa kalktığı vilayetlerden birisidir. Gözümüz daima Muğla’daydı. Babamın birçok dostu var Fethiye’de.

*Burasıyla ilgili birçok raporlar aldım. Hala burada benim başbakan olarak başlattığım işler yarım kalmış, bitirilmemiş. Kaç müteahhitler milyonlarca liraları hazineden götürüp karlar ederken Fethiye’nin yolları hala bekliyorsa bunun hesabını Fethiyeliler sormalı.

*Ben bir Fethiyeli olarak bunun hesabını soracağım. Göcek Tüneline para ödenmesi gerçek bir zulüm. İktidar olunca o Meczup Dumrul üzere para kesilen tünelden bunu kaldıracağız.

“PARTİ KURAMAZLAR DEDİLER KURDUK”

Antik kent ve Fethiye Körfezi ile ilgili görüşlerini de açıklayan Davutoğlu, “Türkiye sıkıntı süreçlerden geçti. Halkımız ekonomik feryat içinde. Hukuk kuralları çiğneniyor. Bu işe artık dur demenin vakti geldi. Her gittiğim yerin sıkıntılarını soruyorum. Bizi durdurmak için ağır eforlar harcadılar. Evvel parti kuramazlar dediler, kurduk. Anadolu’da teşkilatlanamazlar, dediler teşkilatlarımızı kurup kongreler yapıyoruz. Nefes halkımızla alınan bir şeydir. Bunun dışı bize haramdır” sözlerini kullandı.

“DAMAT TARAFINDAN BUHARLAŞTIRILDI”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın istifa eden eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı savunduğu son açıklamalarına karşılık veren Davutoğlu, şunları söyledi:

*Cumhurbaşkanı diyor ki, Hazine ve Maliye Bakanı çok başarılıymış, fakat önündeki damat sıfatı yüzünden bunlar anlaşılamamış. Güler misiniz, ağlar mısınız?

*Ben Başbakanlığı bıraktığım 2016’da Merkez Bankası’nın 118 milyar dolar rezervi vardı. 86 milyar dolar da yükümlülükleri ve borcu vardı. 32 milyar dolar net rezervimiz vardı. Pekala damat ne yaptı? Damadın misyona geldiği Temmuz 2018’den ayrıldığı Kasım 2020’ye kadar brüt döviz rezervimiz 85 milyar dolara indi, Merkez Bankası borçları ve yükümlülükleri ise 133 milyar dolar.

*Yani eksi 48 milyar dolara düştü net rezervimiz. 32 milyar dolar net rezervimizi harcadı damat bakan. Ayrıyeten 63 milyar dolar ek borç yükledi. Toplamda 95 milyar dolarlık bir açığa sebebiyet verdi. Bir de ihracatçıların getirdiği dövizleri kullandı. Toplamda 128 milyar dolar bu damat tarafından buharlaştırıldı. Pekala damat gitti artık ne durumdayız? 45 milyar dolar eksideyiz.

“DERDİMİZ SENİN DAMADINLA DEĞİL”

*Dünyanın her yerinde bu türlü bir Hazine ve Maliye Bakanı’ndan değil damat ne olursa olsun bunun hesabı sorulur. Cumhurbaşkanı “aileme saldırı” diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, aileni bahis konusu yapmayacak idiysen damadını Hazine ve Maliye Bakanı yapmayacaktın. Bizim sıkıntımız senin damadınla değil, Merkez Bankası’nı iflas ettiren bir Hazine ve Maliye Bakanı ile.

ERDOĞAN’A SORUYORUM: UYGUN Mİ OLDU?

*Berat Albayrak’ın birinci milletvekili olması için Sayın Cumhurbaşkanı birinci mevzuyu açtığında ben neredeyse kendisine yalvardım, “sizin bir yakınınızın siyasete girmesi herkese ziyan verir, yapmayın” dedim. Yalnızca bunun için o vakit AK Parti Genel Lideri olarak kural koydurdum, hiçbir milletvekilinin, belediye liderinin, vilayet liderinin birinci ve ikinci derece akrabası milletvekili adayı olamayacak diye.

*O uygulansaydı kimse kimsenin ailesine akrabasına karışmazdı. Dinletemedim. Sonra Berat Albayrak bakan yapılmak istendiğinde yeniden yalvardım. Bilhassa kaynak tüketen bakanlıklara getirmeyin, gereksiz spekülasyon olur dedim.

*Ama yeniden dinletemedim. Artık Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak istiyorum: Yeterli mi oldu? Kim kazandı? Artık çıkıp ailenizi savunmak ismine Türkiye’nin Hazinesini tüketen, Merkez Bankası’nın rezervlerini negatife indiren bir bakanı savunmak durumunda kalıyorsunuz. Yazık olmadı mı bu memlekete? Ne gerek vardı?

“AİLE SİYASETE GİRDİ Mİ DOKUNULMAZLIĞI KALKAR”

*Ailelerini siyasetin içine sokanlar onları düşünmekten devleti düşünemez hale geldiler sonra da onların eleştirilmemesini istiyorlar. Hayır, sokaktaki Fethiyeli esnafın, Mardinli çiftçinin feryadının sebebi olanlara söyleyecek kelamımız daima vardır bundan kaçınmayız.

*Tekrar söylüyorum, pak siyaset ismine bütün siyasetçiler ailelerini siyasetin ve devletin içinden çeksinler ve herkes de ailelere hürmet göstersin. Lakin aile siyasete girdi mi o dokunulmazlık kalkar. Siyaset ve devlet hayatında herkes hesap sorulabilirdir.

Sözcü