Şirin ve bir o kadar sevgi dolu
Seda Öğretir’den Kefi’nin Maceraları-Kefi ve Yeni Arkadaşı. Kefi Van Gölü’nün sodalı sularında yaşayan bir inci kefali. Kendisi çok meraklı, çok maceracı, inanılmaz sempatik ve bir o kadar sevgi dolu. Kefi artık de yeni arkadaşlıkların, tanımadığı çevrelerin ve keşfedilmeyi bekleyen bilgilerin peşinde. Kefi’nin yeni arkadaşı bir yaz ördeği olan Benekli. Onun hayatıyla ilgili her detay Kefi’yi şaşırtıyor. Yeni arkadaşıyla birbirinden enteresan ve eğlenceli saatler yaşıyor. Fakat biri var ki hiç memnun değil. (Altın Kitaplar)
Yetenekli çocuklar
Fatih Tuncay’dan Efsane Futbol Ekibi. Jürgen Klopp Burası “Efsane Futbol Okulu.” Dünyanın dört bir yanından gelen yetenekli çocuklar, bu okulda buluşuyor: Messi, Ronaldo, Neymar, Virgil Van Dijk, Cengiz, Kevin De Bruyne, Eden Hazard, Agüero, Neuer ve daha nicesi… Sen de bu okula katılmaya hazır mısın? “Kum Saati” kitabıyla çocukların çok sevdiği muharrir, yeniden fevkalade bir kurguyla, çocukları içtenlik ve heyecanla sarmalayan bir maceraya davet ediyor. (Bilgi Yayınevi)
Haz veren münasebetin çelişkilerle dolu halleri
Mehmet Y. Yılmaz’dan Aşkın Tarihini Yazsam Yine. “Akışkan bir değişim, hiç durmadan devam ediyor. Neyin çağdaş, neyin postmodern olduğunu bile anlamamızı zorlaştıracak kadar süratli ve akışkan bir değişim! Bu akışkan değişim, kuşkusuz ki cinsiyetler ortasındaki bağları de birebir formda etkiliyor. Bir yandan karşı cinsle ilgi kurmak için can atıyoruz, öbür yandan kendimizden diğer kimseye ve hiçbir şeye güvenmediğimiz için sanrılar içindeyiz…” Kitap, usta gazetecinin Hürriyet ve T24’te yayımlanmış, aşk ve bağlar üzerine denemelerinden oluşuyor. Sadakatin, bağlanmanın, flört etmenin, kavuşma ve ayrılıkların ne olup ne olmadığını sorgulayan müellif, çağdaş çağın “akışkan” vakitlerinde, sürdürülebilir ve haz veren bir ilginin çelişkilerle dolu hallerini anlatıyor. (Nemesis Kitap)
Bir şahsî dönüşüm romanı
Sevda Uzer Oltulu’dan 0 dB. Yirmi iki yıl evvel ayrıldığı çiftlik meskenine dönen Hayal kayıp ağabeyi Selim’i bulmak niyetindedir. Sistemli ve pak konut ürkütücü bir sessizliğe sahiptir. Dramatik bir biçimde dağılan ailesinin yokluğunda mesken farklı bir yapıya dönüşmüştür. Hayal’in çocukluğunda en büyük dehşetlerini yasadığı bodrum kattaki odada yalnızca Selim’le ilgili ipuçlarına ulaşmakla kalmayacak kendisiyle ilgili bir dönüşüm de yaşayacaktır. Kitap bir şahsî dönüşüm romanı. Bireyin kendisini içinde bulduğu toplumsal yapıda kendisi için kurgulanmış ömrü anlatıyor. Hayal, etrafına örülen bu kozadaki kıssada kalmayı mı yoksa o kozadan çıkıp kendisine ilişkin bir kıssa üretmeyi mi seçecektir? (Dağhan Külegeç Yayınları)
Finans krizi her yerde tesirli oluyor
Dorda Hancock’tan Uluslarası Finans; Finansçı Olmayan Yöneticiler İçin. Globalleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Bir ülkede yaşanan sorun yahut finansal kriz dünyanın öbür yerlerindeki ülkeleri ve orada yaşayanları derinden etkileyebiliyor. Elinizdeki kitap bunlar ve gibisi bahisleri ağır teorik açıklamalar yerine kolay bir lisanla ve birçok gerçek ömürden alınan örnekler ile açıklamaya çalışmaktadır. Kitap yöneticiler, öğrenciler ve Memleketler arası Finans konusunda temel bilgileri öğrenmek isteyen herkes için mevzuları karmaşıklıktan uzak sade bir anlatımla sunmaktadır. (Scala Yayıncılık)
Emine Hanım’ın hayatı anlatılıyor
Aslı Alpar’dan Emine Hanımın Romanı. 1922 doğumlu, İstanbullu, varlıklı bir ailenin kızı Emine Hanım. Ahlak bekçisi babası tarafından okul ile ilişiği kesilen, sevdiceği ile bir hayat kurmasına müsaade verilmeyen, her yaşında biraz daha içine kapanan, kaybolan, izleri silinen Emine Hanım’ın hayatını anlatan bu kitap, tıpkı bir aile albümü üzere kalabalık bir günde olmasa da yalnız hissettiğiniz her anda raftan indirip almaya, okumaya ve görmeye kıymet bir öykü sunuyor. (Karakarga Yayınları)
Pratiğe ait çarpıcı fikirler
Kınalızade Ali Çelebi’den Ahlak-ı Alai Devlet ve Aile Ahlakı. Kazaskerliğe kadar yükselmiş, değerli devlet misyonlarında bulunmuş biridir tıpkı vakitte. Ahlâk üzerine yazdığı yapıtta hususun teorik tarafı kadar, bilhassa aile ve devlet ahlâkı kısımlarında pratiğe ait de çarpıcı fikirler geliştirir. Elinizdeki kitap, onun ünlü yapıtının işte bu pratiğe yönelik, aile ve devlet ahlâkı kısımlarını içermektedir. Yaklaşık 500 yıldır elden ele dolaşarak sıradan beşerden aydınlara kadar ahlâk anlayışımıza yönelik bildiriler içermektedir. (Kapı Yayınları)
Dubrovski adı bütün dillerdeydi
Aleksandr Puşkin’den Dubrovski. Aleksandr Puşkin, Rus edebiyatının kurucularından. 1837 yılında bir düelloyla gelen vakitsiz vefat nedeniyle yapıtları yarıda kaldı: Haksızlık karşısında isyan eden ancak aşk karşısında boyun eğen romantik kahramanıyla Dubrovski, son periyodunda yazdığı ve lakin vefatından sonra basılan yapıtlarından biri. “Çetenin başkanı zekâsı, cüreti ve soyluluğuyla ün yaptı. Onunla ilgili mucizeler anlatılıyordu; Dubrovski ismi bütün dillerdeydi, herkes yürekli canilere öncülük edenin ondan diğeri olamayacağına inanıyordu.” (Kırmızı Kedi Yayınevi)
Türkiye futbol tarihi, kulüpten kulübe değişiyor
Mehmet Şenol’dan Gayriresmi Futbol Tarihi. Türkiye futbol tarihinin birinci yılları, şahıstan bireye, kulüpten kulübe değişiyor; kimi vakit bilgi kırıntılarıyla yetinmek gerekirken kimi vakit da bir bilgi yığınını manalandırmak için ek gayret harcamak gerekiyor. Lakin tahminen de daha değerlisi, bu tarihi oluşturan insanların öyküsü, o büyük anlatının içinde kaybolup gidiyor. Müellifin uzun yıllar süren araştırmalar sonucunda hazırladığı kitap, küçük adamların tutkuyla yazdığı ferdî futbol tarihleriyle Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihinin nasıl kesiştiğini gözler önüne seriyor. (Mundi Kitap)
Benim yorulma yeteneğim yok galiba
Haldun Dormen’den Yaşlanmaya Vaktim Yok. “Bir mum yakmak, tüm dünyayı aydınlatmak demektir. Siz de bildiklerinizi etrafınızla paylaşıp çabucak bir mum yakın ve dünyayı aydınlatın” diyerek yola çıkan Dormen, yeni kitabında sanata ve hayata dair tüm tecrübelerini samimiyetle paylaşıyor. Küçük Sahne’de sergilenen Cinayet Var isimli oyundaki dedektif rolüyle birinci kere seyirci karşısına çıkan Haldun Dormen, o günden bugüne dek yüz binlerce kişinin kalbine dokundu; kâh güldürdü kâh ağlattı. Hâlâ birinci günkü üzere coşku ile devam eden sanat hayatında sergilenecek oyunları, turneleri, TV programları ve yetiştirdiği öğrencileri olunca yaşlanmaya vakit bulamıyor. Bu kadar işi bir ortada yürüttüğü için kendisine “Yahu yorulmuyor musun?” diyenlere de “Benim yorulma yeteneğim yok galiba” diye cevap veriyor. (Mona Kitap)
Hoş kent kucaklasın bizi
Anna Pellicioli’den İstanbul’un Müziği. Küçük bir kız çocuğuyla birlikte, tarihi yarımadada hayallerden taşan bir gezintiye çıkalım! Vapurdan Galata Köprüsü’ne, oradan Kapalı Çarşı’ya; hoş kent kucaklasın bizi. Sevgiyle, nazikçe, sevinçle… Gökyüzünden gelen bir ses çalınıyor kulağına. Bir armağan, bir ezgi. İstanbul’un Şarkısı’nı duymuşsundur belki… Şiirsel anlatımı ve göz alıcı fotoğraflarıyla “İstanbul’un Şarkısı” okurları İstanbul’un hoş sokaklarında, deniz kıyısında, görüntüye karşı bir gün geçirmeye davet ediyor. Bu müziğe vapurlar, yunuslar, martılar, kediler de eşlik ediyor. (Redhouse Kidz Yayınları)
Doyurucu bir hayat sürmenin prensipleri
Elia Gourgouris’ten Kalıcı Mutluluğun 7 Yolu. Muharrir daha keyifli ve doyurucu bir hayat sürmenin unsurlarını paylaşıyor. Kolay uygulanabilen, vakit içinde test edilmiş, fark yaratacağı kanıtlanmış bu prensipleri okuyup hayata geçirmeye başlayın. Böylelikle hem kendinizi hem de etrafınızdakileri olumlu biçimde dönüştürmenizi sağlayacak yeni bir bakış açısı kazanacaksınız. Şayet kalıcı memnunluğu arıyorsanız, bu kitap şahane bir başlangıç olacaktır. Haydi, seyahat başlasın! (Remzi Kitabevi)
Düşünme, sorgulama, sorun çözme kılavuzu
Mehmet Esabil Yurdakul’dan IQ’nu Yükselt – 7den 70e Zeka ve Mantık Oyunları. Kitap, kişinin konsantrasyon, hafıza, görsel düşünme, mantık, akıl yürütme, strateji geliştirme, planlama ve yaratıcılık üzere yanlarının gelişmesine katkıda bulunur. Her yaştan okuyucunun eğlenerek, keyifle vakit geçirebileceği oyunlar sunuyor. Bu oyunlar, beynin genç ve dinamik kalmasına, dopamin üretimini artırmasına yardımcı olur. Gerilimin ve demans ihtimalinin azalmasına katkı sunar. Düşünme, sorgulama, sorun çözme ve yetenek geliştirme alanlarında eksiksiz bir kılavuz olan kitap, zihnini canlı tutarak eğlenmek isteyenler için bir başucu kitabı niteliğindedir. (Pia Yayınları)
Romantik yansılar ve bayanların durumu
Michael Ferber’den Romantizm-Kısa Bir Giriş. Romantizm nedir? Müellif, elinizdeki kısa giriş kitabında bu soruyu, Romantiklerin kimler olduğu ve onların düşünceleri, inançları, adanmışlıkları, beğenileri bağlamında birbirleriyle ortak yanları üzerinden cevaplandırmaya çalışıyor. Romantizmin gerek Avrupa’da gerekse Amerika’da ortaya çıkışına ve gelişimine bir bakış sunuyor ve Romantik periyottaki edebiyatın, müziğin, fotoğrafın, dinin ve ideolojinin çeşitli türlerini inceliyor. Muhakkak başlı bahislere tek tek odaklanan muharrir, Romantizmi önceleyen hassaslık hareketine, şairin yükselen saygınlığına, dinî bir yönelim olarak Romantizme, Romantik ideoloji ve bilime, Fransız Devrimi’ne yönelik Romantik yansılara ve de bayanların durumuna bakıyor. (Say Yayınları)
Acınası yalnızlığa sürüklenmek
Edith Wharton’dan Keyif Konutu. Kitap, iç savaş sonrasında gitgide endüstrileşen ve zenginleşen bir Amerika’da, erkek hâkim bir toplumda fakat eş olarak paha taşıyabilen ve bunun karşılığında lükse ve konforlu hayata kavuşabilen bir bayanın isteklerini ve külfetlerini yansıtır. Toplumun sadece paraya tapan değil, birebir vakitte onu yalnızca kendi cümbüşü ve büyümesi için gösterişli bir halde kullanan bir bölümünü eleştiren romanın başkarakteri hoş Lily Bart, iyi bir ailede doğmuş ve lüks içinde yaşamaya alışmıştır. Anne-babasını kaybettiği, yaşı da ilerlediği için alıştığı hayat standartını korumak maksadıyla evlenmesi gerektiğine inanarak New York sosyetesindeki erkeklere yakınlaşır, fakat onları bir türlü son noktayı koymaya ve kendisiyle evlenmeye ikna edemez. Sonunda, varlıklı olmasa da öyleymiş üzere bir hayat süren güzel Lawrence Selden’e kapılan Lily, aşkla sosyete standartları ortasında bocalayacak, ayrıcalıklı bir hayattan hayatın kıyısındaki acınası yalnızlığa sürüklenecektir. (Sia Kitap)
Uzamsal düşünüş
Barbara Tversky’den Hareket Halindeki Zihin. Sözcüklerle düşünüyoruz; kurduğumuz fikir sistemleri sözcüklere dayanıyor. Ama cetlerimiz konuşmuyordu. Bebekler de konuşmuyor. Lakin yeniden de düşünüyorlar. Lisana sahip olmadan evvel düşünebiliyorsak, bu durumda bizim niyetlerimizi oluşturan aslında nedir? Psikolog müellif fikrin gerçek temelinin lisan değil, hareket ve uzamdaki etkileşimlerimiz olduğunu söylüyor. Uzamsal düşünüş, bedenlerimizden ve vücutlarımızın dünyadaki aksiyonlarından mana çıkarmamıza imkan sağlıyor. Haritaları yaratma ve kullanma marifetimizin, mobilya montajı yapabilmemizin, futbol stratejileri oluşturmamızın, binalar tasarlayabilmemizin, sanat üretebilmemizin, insanların, trafiğin, suyun ve fikirlerin akışını anlayabilmemizin altında yatan şey, uzamsal düşünüş. Niyet üzerindeki aksiyonlar de, objeler üzerindeki hareketler üzere. (Tellekt Yayınları)
Her yeri karlar kaplayacak
Ceren Kerimoğlu’ndan Bana Kışı Anlat. Güneş havayı ısıtamayınca, hava daha da soğuyacak. Hava soğuyunca yağmur yerine kar yağacak. Her yeri karlar kaplayacak… Çocukların kardan adam yaptığı, kartopu oynadığı, kızak kaydığı bir mevsimdir kış. (Teen Yayıncılık)
Bitmeyen tartışmanın gerçek öyküsü
Osman Selim Kocahanoğlu’ndan Atatürk-Vahdeddin Arbedesi. Bu kitapta, Türkiye’nin kurucu lideri Atatürk ile Osmanlı’nın son padişahı Vahdeddin ortasında cereyan eden, Saltanat-Cumhuriyet arbedesinin sembolik sermaye alanları ile Türk çağdaşlaşmasının çağdaş toplum yaratma gerçekliğini paranteze almak isteyen ve pişman olmuş üzere ileriyi geride arayan siyasal İslâm’ın ideolojik kök paradigmaları ve tarihî serüveni incelenmiştir. Bitmeyen tartışmanın gerçek kıssası: Atatürk’ü Anadolu’ya kim gönderdi? Gemileri yakarak Samsun’a çıkan Adam’ın tarihi misyonu ve kurucu ütopyası… Sarı altınların, soylu atların, uydurma yemin ve geçersiz hatt-ı hümayûnların evraklar ışığında içyüzü. (Temel Yayınları)
Doğu-Batı kültür transferi
Helmut Uhlig’ten Avrupa’nın Anası Anadolu – Küçük Asya’da Batı Kültürünün Kökenleri. Avrupa, düşündüğümüzden çok daha eski. Batı kültürünün ve medeniyetinin kökleri Antik Çağ dünyasında ya da İncil’de değil, on binyıl evvel insanlığın birinci gösterilebilir kentlerinin ortaya çıktığı eski Anadolu’da yatmaktadır. Bu bölgenin kültürel muvaffakiyetleri o kadar güçlüdür ki, MÖ 8. binyıldan başlayarak, Avrupa erken tarihi üzerinde çağların dönümüne kadar kalıcı bir tesire sahiptir, hatta bu tesir günümüze dek sürmektedir. Müellif kitabında heyecan verici Doğu-Batı kültür transferinin yani dinden ve kültlerden, kural, iktisat, ticaret ve sanat yapısına kadar tüm istikametlerini araştırıyor ve âdeta geldiğimiz yolu değiştiren sansasyonel keşifler yapıyor. (Totem Yayınları)
Sıra dışı bir serüven
Lewis Carroll’dan Alis Mükemmeller Diyarında – Sen de Oku. “Eyvah! Yandım! Çok geç kalacağım!” diyen telaşlı bir tavşanın peşine takılıp onun girdiği delikten atlayan meraklı Alis, kendini çoook derin bir kuyudan aşağı düşerken bulur. Ayna içinde aynalardan geçip dünyanın öbür ucundan çıkacağını kestirim ederken; minicik kapılardan geçebilecek kadar küçülüp konutlara sığamayacak kadar büyüyeceği acayip bir dünyada olduğunu keşfeder. İnanılmaz bir büyüleyiciliğin hâkim olduğu bu mükemmeller diyarı Alis’i, çılgın bir çay partisine katılacağı ya da iskambil kâğıtlarından muhafızlar tarafından kovalanacağı sıra dışı bir serüvenin içine sürükler. (Tudem Yayınları)
Her sorunun tahlili var
Nilüfer Çelebi’den Asla Pes Etme! Ozi bir gün konuta gelmiş, hiç konuşmadan odasına gitmiş. Aşikâr ki canı bir şeye sıkılmış, zira olağanda hiç bu türlü davranmazmış. Bu durumu fark eden annesiyle babası kederini öğrenmek için çabucak yanına gidip sormuşlar. Ozi de başlamış anlatmaya. Anlatırken de ağlamış ancak bilmiyormuş ki hayatta her sorunun bir tahlili de varmış. (Uçan Fil Yayınları)
Toplumsal itaatsizliğin felsefi kökenleri
Frederic Gros’tan İtaat Etmemek. Fransız felsefeci müellif kitabında ekonomik boyun eğişten toplum kontratına, siyasi kabullenmeden vicdani redde, Diogenes’ten Thoreau’ya, Antigone’den La Boétie’ye, Foucault’dan Arendt’e ferdi ya da toplumsal itaatsizliğin felsefi kökenlerini inceliyor. Müellifin sık sık ele aldığı edebi ve felsefi metinlerle taçlanan bu düşünsel yol alışta, tarihin her etabında yer almış itaatsizlik, umudun yanından bir adım bile uzaklaşmıyor. Bu bağlamda kitap gösterişten uzak, yaşanmışlıkların olgunluğunu taşıyan, kısa lakin ağır bir çalışma. “Sorun itaatsizlik değildir, sorun itaattir. Bu kelam aklımıza Wilhelm Reich’ın şu cümlesini getirir: ‘Esas soru insanların neden başkaldırdıkları değildir. Neden başkaldırmadıklarıdır.” (Yapı Kredi Yayınları)
Soruşturmalar, izlenim ve denemeler
Bircan Ünver’den Sanatın Labirentlerinde. Kitap, sanata ait yapılmış yazılı soruşturmalar, izlenim ve denemeleri üç alt başlık altında tekrar kıymetlendirilerek, her şeyden evvel ‘insanın kendini araması’na bir sorumluluk olarak biçimlendi. Tıpkı vakitte, gerçek ve yapay pahaların süratle yer değiştirdiği, kalıcı ve uzun gayretli kıymetler darmadağın edilirken, günlük gelir-geçer materyalist ölçünün dışında kalanın ise yok ferz edilerek, yerine yenilerinin de üretilmediği ya da sanatta yeni oluşumların/arayışların önüne set çekilmiş olduğu bir vakit diliminde, yayımlanmasına itina gösterildi. Bu düşünsel eser, bir bıçakla ikiyi ayrılmışçasına reddedişler içeren anlayışlara katılmamanın bir uzantısı olarak, içinden geçilmiş sanat ortamı/zaman kesitinin de kısmi bir belleğini oluşturuyor. (Yazarın Kendi Yayını)
Daima bir mucize bekleyenlerin hikayesi
Mehmet Erkan’dan Ölümsezen. Yaşar Nabi Nayır Hikaye Ödüllü muharrir kitabında ruhlarımızın en derinine ve bilinmezine kaleminin ucuyla dokunuyor. Daima bir mucize bekleyen, acıdan ve sıkıntıdan haz alan, ancak umudunu kaybetmeyenlerin hikayelerini anlatıyor. Gerçekçi karakterleri, güçlü betimlemeleri, ruhsal tahlilleri ile farklı aynalardan kendimize bakma bahtı veriyor.
Müellif “Bir gerçek yarattım kendime geçersiz de olsa” diyor. Kitap sizi düzmece gerçeğinize gerçek bir seyahate çıkaracak. (Yediveren Yayınları)
Refahı oluşturan koşullar geçerli değil
Ebru Güzel’den Yeni Öncüler. Türkiye’de kırsala yerleşen “Yeni öncüler (new pioneers)” yaklaşan felaketleri öngörmüştü. Artık de bizleri susuzluğa, kuraklığa, kıtlığa, çok hava olaylarına, hastalıklara, doğal afetlere ve iklim mültecisi problemine karşı uyarıyor. Konfor alanlarımıza yapışıp kalsak da beyhude; zira refahı oluşturan kaideler artık geçerli değil. Dalga dalga salgın tehditleriyle kuşatılmışken, her yeni yılın bir evvelkini aratacağı konuşuluyor. Artık “Sağ kalım (survival)” zamanı! Pekala fakat ne yiyeceğiz, nerede yaşayacağız, toprağımızı, tabiatımızı, iklimimizi ya da kendimizi nasıl iyileştireceğiz? Yeni Öncüler, tüm bu soruların yanıtını ararken tabiat üzere bayanı da değersizleştiren ve sömüren eril zihniyeti de sorguluyor. (Alfa Yayıncılık)
Hukukun üstünlüğü ve eğitim
Prof. Dr. Esfender Korkmaz’dan Demokrasi ve Kalkınmada Güç Geçit. Demokrasiyi de kalkınmayı da belirleyen temel kavramlar içinde, hukukun üstünlüğü ve eğitim değerli yer fiyat. İştirakçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü, tıpkı vakitte uygarlaşmanın bir göstergesi olmakla birlikte, ekonomik kalkınmanın da temel altyapısıdır. Bizim üzere gelişmekte olan ülkelerde, halkın refahı için GSYH’da büyüme tek başına kâfi olmaz. Ayrıyeten hukuk ve demokrasi pahaları de kapsayan ülke kalkınması sağlanmalıdır. Kelam gelimi, petrol üreten kimi Arap ülkelerinde olduğu üzere, gelir artışı yüksek ve ama hayat kalitesi düşük, iştirakçi demokrasiye sahip olmayan bir toplum gelişmesini tamamlamış bir toplum değildir. (AsyaŞafak Yayınları)
Sözcü
