Hatay Barosu Lideri Ekrem Dönmez 29 Temmuz gecesi İskenderun’nda bir yerde ailesiyle yemek yerken, polislerle ortasında geçen kimlik sorma tartışması sonrası gözaltına alınmış, söz verdikten sonra memurlardan şikayetçi olup karakoldan ayrılmıştı. Dönmez o akşam yaşananları, neden kimlik göstermek istemediğini ve sonrasında olanları SÖZCÜ’ye anlattı.
O ANDAN SONRA İŞİN RENGİ DEĞİŞTİ
* Beni gözaltına alan polisler hastaneye gidene kadar tehdit ettiler. ‘Sana göstereceğiz’ formunda sözler kullandılar. Durumun berbata gittiğini anlayınca eşimde olan telefonuma ulaştım. İskenderun Kaymakamı’na haber verdim. O da İlçe Emniyet Müdürü’ne haber verdi ve beni hekim raporu için gittiğimiz hastaneden İlçe Emniyet Müdür Vekili aldı. O andan sonra işin rengi değişti. Olumsuz bir durum yaşamadım.
ŞARTLARI OLUŞMAMIŞ BİR GÖZALTIYDI
* Baro lideri olduğum İskenderun Kaymakamı’nı aradıktan sonra anlaşıldı. Ben telefonla irtibat kurmasaydım, baro lideri olduğumu açıklamayacaktım. Zira o durumun hukuksuz olduğunu düşünüyorum. Karakola götürmeleri, polis otosuna bindirmeleri hukuksuzdu. Şartları oluşmamış bir gözaltıydı. Gözaltı kararını polis değil, hukuksal bir süreç olduğu için bir savcı vermeli. Polis, savcı kararı olmadan bunu kendi başına gerçekleştiremez. Ben de buna karşı çıkmak ismine baro lideri olduğumu söylemedim.
(FOTO: SÖZCÜ)
VATANDAŞ SORMADAN POLİS BEYAN ETMELİ
* Polisin kimlik soracağı vatandaşa birinci evvel bu sorgunun ya da üst aramanın neye dayandığını, tarihini, numarasını, buyruğu verenin kim olduğunu net olarak ortaya koyması gerekir. Vatandaş sormadan polis bunu beyan etmeli. Doğrusu budur. Yalnızca suçüstü durumlar haricinde bu böyledir. Bugün “Keşke kimliğimi gösterseydim” demedim. Zati diyecek olsaydım o akşam kimliğimi gösterirdim.
KÜFÜRLE BAŞLAYAN ILETILER ÖZÜRLE BİTTİ
* Ben bu hadisenin bu kadar genişlemesini istek etmedim. Türkiye’de kanun tanımaz polis memurları her vakit olmuştur ve yalnızca başlarına bir şey gelmesin diye susan ve karşı koymayan bir sürü insan var. Onlarca kişi bu vakadan sonra da bana ulaştı, teşekkür etti.
* Bana “İyi ki bunu yaptınız, biz daima başımıza bir şey gelmesin diye sustuk” yazıp takviye verdiler fakat sayısız küfürlü bildiri da geldi. “Lan sen kimsin?” tabirinden başlayarak ağza alınmayacak içerikli iletiler da aldım. Bütün küfür içerikli iletilere “Merhaba, iyi akşamlar, çok ayıp, küfür etmeye neden gereksinim duydunuz, ben bir ayrıcalık istemedim, bir kusurum varsa da bedelini ödemeye hazırım, ya pekala ben haklıysam ne yapacaksınız?” diye cevap verdim. Bu tabirlerden sonra hepsi afalladı ve benimle diyaloga geçtiler. Sonra da pişman olup özür dilediler. “Sen kimsin lan” diye başlayan iletiler, kendi mağduriyetlerini anlatarak, özür dileyerek bitti.
‘POLİS SORARSA DEVLETTİR’ ANLAYIŞI VAR, BU YANLIŞ!
* Polise bir avukat olarak değil vatandaş olarak reaksiyon gösterdim. Çekilen manzaralar polisin taraflı tutanak tutma teşebbüsünü engelledi. Bana küfür edenler yanlışsız bilinen bir yanlışın “Türkiye’de polis sorarsa devlettir” anlayışının aşılanmasından kaynaklanıyor. Evet, işini gerçek yapan kamu vazifelileri var lakin yoluna nazaran yapmayanlar daha fazla.
AYRICALIK ZIRHINDAN FAYDALANMAK İSTEMEDİM
* İçişleri Bakanı hiç kimseye ayrıcalık tanınmayacağını açıkladı lakin ben ayrıcalık istemiyorum ki… Emniyet Genel Müdürlüğü de bunu bu türlü yansıttı. Ben Avukatlık Kanunu’nda bana verilen yetkiyi reddederek bunu yaptım. Ben o ayrıcalık zırhından faydalanmak istemedim ki.Ben sade bir vatandaş nasıl olması gerekiyorsa, onun işletilmesini istedim yalnızca. Beşerler bunu görünce ve anlayınca da mahcup oldular.
(FOTO: SÖZCÜ)
O IMGELER BENİM HAYATIMI KURTARDI
* Imajlar olmasına karşın tam aksi fikirler var. O imgeler benim hayatımı kurtardı, polislerin taraflı tutanak tutma teşebbüsünü yok etti. Bütün imgelere karşın o polisler kendilerini tehdit ettiğimi söyleyip o istikamette tutanak tuttular. O manzaralar olmasaydı her şey çok daha berbat olacaktı. Görüntü kaydı bitince polislerin kaba davranışı başladı. Hastanede beni ‘kimliği bilinmeyen şahıs’ olarak kayıt ettirmeye çalıştılar.
POLİS ‘BEN DEVLETİM’ DİYEMEZ
* Hukuk devleti, bana o süreci yaşatan insanların olmadığı devlettir. Tüm süreç ve yönetimin hukuk tarafından uygulandığı ve denetlendiği bir anlayışı temsil eder. Hukuk devletinde bunu ihlal edenler de hukukça cezalandırılır. Devletin her adımında türel öz gizlidir. Polis devletinde ise hukuk yoktur. Kanun bile şeklen varsa da o uygulanmaz. Polis, devlet haline gelip ‘Ben devletim’ derse orada hukuk varsa da uygulanmaz. Polis kendini devlet yerine koyamaz, ‘Ben devletim’ diyemez.
TBB’NİN AÇIKLAMASI TOPLUMU YANILTTI
* Türkiye Barolar Birliği’nin yaklaşımını asla kabul etmiyorum. Evet, baro liderinin tanınması gerekir ancak ben işin bu tarafında değilim. TBB’nin açıklaması, toplumu yanıltan eksik bir açıklamadır. Ben bu hadisede kendimi vatandaş olarak isimlendiriyorum lakin TBB ise benim ayrıcalığa doğal tutulması gereken biri olduğumu tabir ediyor. Birliğin açıklaması, içerisinde olduğum durumla tezatlık oluşturuyor. İnsanları yanıltan ve haksız bir biçimde beni eleştirmelerine neden olan sebeplerden biri de Barolar Birliği Lideri’nin bu eksik yaklaşımı oldu.
Sözcü
