Göğüsteki renk değişiklikleri, göğüsteki çökmeler, göğüs başında olan çöküntüler, bazen de göğüs başından olan kanlı akıntılar göğüs kanserinin birinci işaretleri olabilir. Göğüs ve etrafında gözlemlenen rastgele bir anormalliğin kesinlikle hekimler tarafından denetim edilmesi ve muhtemel kanser kuşkusuna karşı tedbirler alınması gerekir.
Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Sancar Bayar, ekim ayının ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’ olduğunu hatırlatarak, göğüs kanserinin en sık izlenen bulgusunun, göğüste ağrısız kitle fark edilmesi olduğunu belirtti.
“KOVİD-19’A NAZARAN DAHA TEHLİKELİ”
Cerrahi Onkoloji Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sancar Bayar, “Özellikle son 20 yıl içerisinde tüm dünyada göğüs kanseri 2 kat kadar arttı. Yaklaşık 1 milyon düzeyindeyken bugün 2,5 milyona yaklaşan yeni olay sayıları var. Ülkemizde de yeniden hadise sayılarında bariz bir artış var ve geçen sene yaklaşık 24 bin şahısta yeni göğüs kanseri hadisesi bildirildi. Bu artışın genel sebepleri daha çok batılı hayat stili benimsenmeye başlandı. Bayanlar daha geç doğum yapıyorlar, daha az emziriyorlar. Etraf değişiyor. Etrafta daha çok toksin eserlerle muhatap olmaya başladı bayanlar. Göğüs kanseri taramaları çok arttı. Böylece erken hadise sayısında da bariz bir artış var. Tarama programları da artınca daha çok yeni hadise görmeye başladık; lakin genel olarak doğal dünya nizamının bozulması göğüs kanserinin en değerli nedenlerinden biri.” diye konuştu.
Prof. Dr. Bayar, göğüs kanserinin, Kovid-19’a nazaran daha tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle Kovid-19 pandemisi nedeniyle bayanlarda tabibe müracaat etmede bir azalma oldu. Yeniden ameliyat ettiğimiz hastaların takiplerinde de birtakım zahmetler oluştu. Bu da daha çok ileri evre göğüs kanseri hadiseleri görmemize neden oldu. Hastalar bir formda son 2 yıl içerisinde tertipli taramalarını yaptırmamaya, takiplerini yaptırmamaya başladılar ve bu da erken teşhiste bir meşakkate yol açtı. Göğüs kanseri çok önemli bir sıhhat sorunu. Biz pandemi devrinde ameliyatlarımıza devam ettik, tedavilerimize devam ettik. Göğüs kanseri tedavisini bırakırsanız hastanın hayatını kaybetmesine neden olabilir. Bundan ötürü Kovid-19 periyodunda biz ne hasta görmekten vazgeçtik ne de ameliyatlarımızı erteledik. Göğüs kanseri daha öldürücü, diyebiliriz. Kovid-19’a nazaran daha tehlikeli bir hastalık, diyebiliriz. Ertelenmemesi gereken bir hastalık.” dedi.
“HOSTESLERDE GÖĞÜS KANSERİ DAHA FAZLA”
Prof. Dr. Bayar, göğüs kanserinin belli kimi meslek kümelerinde daha fazla izlendiğine dikkat çekerek, “Özellikle hosteslerde fazla izlenebiliyor. Bunun ana nedeni; bilhassa transatlantik yapılan uçuşlarda kozmik radyasyona maruz kalma, göğüs kanseri riskini artırabiliyor. Tekrar gece çalışan şahıslarda, gece çalışan hemşirelerde melatonin düzeyinin düşmesine bağlı göğüs kanseri riski artabilir. Yeniden radyasyona maruz çalışan meslek kümelerinde da göğüs kanseri daha sık izleniyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Bayar ayrıyeten tedavide erken teşhisin değerine dikkat çekerek, 40 yaşını geçen bayanlara mamografi ile tarama önerdiklerini kaydetti. Bayar, emzirmenin de değerini vurgulayarak, “Emzirme, göğüs kanseri riskini azaltıyor. Biz en az 6 aylık emzirmeyi öneriyoruz ve çoklukla 20’li, 30’lu yaşlar ortasında da doğumu öneriyoruz. İleri yaşlarda yapılan doğumlarda göğüs kanseri riskinin besbelli olarak azalmadığını biliyoruz.” dedi.
Ensonhaber
