Hz. Peygamber, Kuran-ı Kerim’deki ayetler doğrultusunda, gönderildiği toplumda kız erkek ayrımını muhakkak yasaklayarak, bu hususta beşerler ortasında ‘erkek çocuğunu üstün tutma’ geleneğini ortadan kaldırmaya uğraş etmişti.

Cahiliye döneminde kız çocuğu adeta bir utanç kaynağı üzere görülürken, kız çocukları canlı diri toğrağa gömülürken, Hz. Peygamberin gelmesiyle bu durum son buldu. Hz. Peygamber yaptığı mutabakatlarda bile, kız çocuklarına dokunulmamasını kural koşuyordu.

Cahiliye Devrindeki kız çocuklarının canlı diri gömüldüğü bir vakitte Peygamber olarak görevlendirilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV), hiçbir halde cinsiyet ayırımı yapılmaması gerektiğini, gerek davranışlarıyla gerek de kelamlarıyla vurgulamıştır. Kız çocuklarını hor görmenin yanlış bir tavır olduğunu belirten Peygamber Efendimiz (SAV)’in, evlatları ortasında ayrımcılık yapan kimselerden Allah c.c’un razı olmadığını belirttiği öne sürülmektedir.

Cahiliye devrindeki insanların at gözlüğüyle bakan bu bakış açılarını yok etmek isteyen Peygamberimiz (SAV), omuzunda kız torunu olmasına karşın namazını bozmamış ve bu davranışıyla adeta şu iletisi vermiştir:

“Sizin kız diye horladığınız bu seçkin varlığı, ben omzumda taşıyıp baş tacı ediyorum.”

Akabe Biatı olarak bilinen mukaveleye nazaran Hz. Peygamber, onlardan şirk koşmayacakları, zina etmeyecekleri, iftirada bulunmayacakları ve çocuklarını öldürmeyeceklerine dair kelam aldı.

Hz. Peygamberin kendisine gelip biat etmek isteyenlerin biatını kabul etme kurallarından birinin, kız çocuklarını öldürme âdetlerini terk etmeleri olduğu ayetle de sabittir. Ulu Allah bu konuda; “Ey Peygamber! İnanmış bayanlar Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek…şartıyla sana biat etmek üzere geldiklerinde onların biatlerini kabul et” buyurur.

Hz. Peygamber her fırsatta ashabına kendi kız çocuklarına veyahut kimsesiz kız çocuklarına bakmalarını, onları erkek çocuklardan ayırmamalarını tavsiye etmiştir.Bir sahabe kendi kızını yahut diğer birinin kızına düzgünlük yapmış ise Allah’ın elçisi o sahabeye iltifatta bulunmuş ve onu cennetle müjdelemiştir.

Cahiliye periyodundaki ‘soyu erkek evlat sürdürür’ anlayışının tersine dört kız babası olan Hz. Peygamber’in soyu kızları ile devam etmiştir.

Hz. Peygamber’in kızlarından Hz. Fatıma babasının odasına girdiğinde Hz. Peygamber’in onu ayakta karşıladığı, selamını alıp onu öptüğü ve yerine oturttuğu, babası da Fâtıma’yı ziyaret ettiğinde Fâtıma’nın birebir davranışı sergilediği nakledilmiştir.

Peygamber kızlarına gösterdiği sevgiyi kız torunlarına da gösterirdi. Hz. Zeynep, Medine’ye taşınınca Ümame isimli kızı ile birlikte Hz. Peygamber’in konutuna yerleşti. Hz. Peygamber, kızı ve küçük yaştaki torunu Ümame’nin Medine’ye göç etmelerine çok sevindi ve onlarla vakit geçirmeye başladı. Torunu ümame ile birlikte toplumun içine çıkar, mescide masraf ve namaz kılardı.

Bir rivayete nazaran Hz. Peygamber, Ümame kucağında olduğu halde ashabına namaz bile kıldırdı. Secdeye varırken Ümame’yi yere bıraktığı, kıyama kalkınca onu tekrar kucağına alarak namaza devam ettiği rivayet edilir. Yani Hz. Peygamber namaz üzere kıymetli bir ibadet esnasında, bir kız çocuğunu kucağında taşıyarak toplumun bu husustaki algısını müspet tarafta değiştirmek ister.

HZ. PEYGAMBERİN KIZ ÇOCUKLARI İÇİN HADİS-İ ŞERİFLERİ

“Kimin bir kız çocuğu dünyaya gelir de onu toprağa gömmeden, horlamadan ve üzerine erkek çocuğunu tercih etmeden yetiştirecek olursa Allah Teâlâ o kimseyi cennetine koyacaktır.”

“Kim kız çocuklarını büyütür ve onlara iyi davranırsa, o çocuklar kendisi için cehennem ateşine kalkan olur.”

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi. (Müslim)

“Kim üç tane kız çocuğu yetiştirir, hoş terbiye eder, evlendirir ve onlara düzgünlükte bulunursa, o kişi için cennet vardır.”

“Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri hoş olsun! Prestij kazanmaları için en hoş ikramlarla ihsanda bulunun !” (Hakim)

Erkek çocuk nimet, kız çocuk ise hasenedir; şanlı Allah nimetin hesabını sorar, haseneye ise mükâfat verir. (İmam Cafer-i Sadık (a.s)

“Allah’tan endişeniz; çocuklarınız ortasında adaletli davranınız.”

Ensonhaber