Saadet Partisi (SP) Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ait kıymetli açıklamalarda bulundu.

Parti ziyaretlerini salgın nedeniyle aralıklarla sürdürdüğünü tabir eden Karamollaoğlu yarın Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’na ziyarette bulunacağını bildirdi.

Salgının Türkiye’de meydana getirdiği ekonomik problemleri da gündemine alan Karamollaoğlu, “Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan çıktı zira artık bir hayat stili haline geldi” diye konuştu.

“YOKSULLUK HAYAT STİLİ HALİNE GELDİ”

İktidarın telaffuzlarıyla vatandaşın hali ortasında büyük bir fark olduğunu tabir eden Karamollaoğlu, şunları söyledi;

*Gelecek yılın bütçesi kurullardan geçti. TBMM Genel Konseyi’nde görüşülüyor. İktidarın bu durumu nasıl gördüğünü ve sorunların üstesinden nasıl geleceğini bütçede lisana getirmesi icap ediyor.

*İktidar mensuplarının telaffuzlarına baktığımız vakit, iktidarın gerçeklerden bütünüyle kopuk olduğu kanaati hem biz de hem de toplumda kabul gördü. Hangi alemde yaşıyor iktidar bunu anlamak mümkün değil. Bir bakan çıkıyor Türkiye’de yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını argüman ediyor.

*Sen hiç sokağa çıktın mı? Hiç vatandaşla yüz yüze gelmedin mi? Külfeti olan bir kişi bile ben açım demedi mi sana? Dese de yarar etmiyor da anlaşılan toplumdan bütünüyle kopuk.

*Başka biri çıkmış kuru ekmek yiyen vatandaşlarımız için ‘iyi fakat ekmek yiyebiliyor’ diyor. Hangi ülkede yaşıyorlar? Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan çıktı zira bir hayat stili haline geldi. Halimizi tabir eden en net cümle budur.

“ALMANYA ESNAFINA SAHİP ÇIKARKEN, BİZ NE YAPIYORUZ?”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Erdoğan’ın Kabine Toplantısı akabinde yaptığı açıklamaların kâfi olmadığını söz eden SP başkanı şöyle devam etti:

*İktidardaki arkadaşlar kendi tanzim ettikleri sayılara ve kendi hayat kaidelerine bakarak, yoksulluk azaldı zannedebilirler ancak bunun faturasını çok ağır ödeyecekler.

*Kendi ezalarına bu kadar bihaber kalan bir iktidarı daha fazla sırtında taşıyamaz bu millet. Toplumun her kesiti sorunlu. İşsizlik var hükümet diyor ki; ‘işsizlik azalıyor’. Esnaf kepenk kapatmış, borçlarını ödeyemiyor.

*Borçlar ertelenince sıkıntı bitecek zannediyorlar. Almanya 16 Aralık 10 Ocak ortasında geniş çaplı bir kampanyaya gidiyor. Almanya Avrupa’nın en güçlü ülkesi şu anda.

*Fakat kapanmak zorunda kalan iş yerlerinin sabit masraflarının yüzde 90’nı karşılamaya karar veriyor. Pekala Almanya kendi esnafına bu türlü sahip çıkarken, biz ne yapıyoruz? Kendi başınızın devasına bakın demekten ileriye giden hiçbir önlem yok maalesef.

“BİNA YAPMAYI YATIRIM OLARAK GÖRÜYORLAR”

Tarım alanında yaşanan meselelere dikkat çeken Karamollaoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü;

*Tarım, ekonomik kuralların düzelmesinde Türkiye’nin en değerli faaliyet alanlarından birisidir. Ancak biz hala ekilebilir olan toprakların yüzde 10’nunu takım biçemiyoruz. 2002 yılında 2,6 milyon çiftçimizin toplam borcu 2,5 milyar liraydı.

*2020’de ise çiftçilik ile uğraşanların adedi düştü 2 milyon 110 bin civarına lakin borcu 125 milyar liraya çıktı. Tam 50 misli artmış çiftçinin borcu. İktidar 2006 yılında bir kanun çıkardı tarımla ilgili.

*Kendi aldıkları karara nazaran her sene gayri safi ulusal hasılanın, ulusal gelirin en az yüzde 1’i kadar çitçiye dayanak verilmek üzere bütçeye para konacak. Bu sene bizim toplam ulusal gelirimiz 4,3 trilyon lira.

*Yüzde 1’i 43 milyar eder fakat bütçeye konan ne kadar 22 milyar yani yarısı. Bu kanunu siz çıkardınız tarım bizim en değerli kesimimiz. Neden bu ölçüsü bütçeye koymuyorsunuz? Paramız yok diyemezsiniz.

*İsraf için milyarlar harcıyorsunuz. Transfer harcamalarında 550 milyar lira var. bunların büyük bir kısmı israfa gidecek, yatırım diyorlar. Allah akıl fikir versin bina yapmayı yatırım olarak görüyorlar. Ekonomiyi yalnızca faiz siyasetleri ile düzeltmeye kalkarsanız bu ülkeyi siz ayağa kaldıramazsınız.

“ÇÖZÜMÜNÜ BULACAK OLAN İKTİDARIN KENDİSİDİR”

ABD’nin Türkiye’ye yaptırım kararına reaksiyon gösteren Karamollaoğlu, şu sözleri kullandı;

*Biz ABD’nin Türkiye’ye karşı takındığı hali kabul etmek zorunda değiliz, olmamalıyız da. Lakin bu yalnızca reaksiyon göstermekle halledilecek bir durum değil. Biz muhalefet olarak el birliği ile reaksiyon gösteriyoruz fakat bunun tahlilini bulacak olan iktidarın kendisidir. Reaksiyon göstermek yalnızca lafta kalırsa hiçbir şey söz etmez.

*ABD’nin halini şiddetle kınıyoruz. Türkiye’nin de bu bahiste elini güçlendirecek öteki adımları atması icap eder diye düşünüyorum. Bunun kararını iktidar verecek. Evet savunma endüstrisinde son vakitlerde bir kadro adımlar atıldı fakat onları daha tesirli olması vakit ister. Onlar ne kadar dışarıdan bağımsız şimdi bunu da tam bilmiyoruz.

*ABD ile olan münasebetlerimizi kesinlikle tekrar gözden geçirmeye muhtaçlığımız var. Biz her şeyimizle NATO’ya yahut direkt doğruya ABD’ye bağlı kalamayız. Ruslarla olan S-400 sorun haline geldi misal bir sorun Yunanistan ile meydana gelmeliydi kimse oraya temas etmiyor, ikili standart uygulanıyor.

“ZATEN MHP POLEMİĞİN DIŞINDA HİÇBİR İŞE GİRMİYOR”

Karamollaoğlu, MHP önderi Devlet Bahçeli’nin “HDP’yi, Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır” kelamlarına ait şöyle konuştu:

“Bu hukukun yapacağı bir iş. Siyasi partilerin şikayetleri o kadar değerli değil. Savcılar var iktidardalar. Oturup konuşsunlar bunu gündeme atmak ne manaya geliyor. Ortada birden teğe bir külfet doğurmak bir polemik meydana getirmenin dileği içindeler. Esasen MHP polemiğin dışında hiçbir işe girmiyor ne iktisat onun kaygısı ne eğitim ne de sıhhat, yalnızca polemik. Bunu yapmak istiyorlarsa kendi bilecekleri iş lakin bu türel bir problem ise bırakın bunu hukukçular yapsın yerine getirsinler.”

Sözcü