CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global’de ‘Candaş Tolga Işık ile Az Evvel Konuştum’ programında gündeme ait açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı “Diyordu ya, ‘borç alan buyruk alır’ diye; bütün buyrukları Londra’dan alıyorlar zaten” kelamlarıyla eleştirdi.

“HANGİ DEVLET OLURSA OLSUN AZERBAYCAN’A ŞARTSIZ DAYANAK VERMESİ LAZIM”

Azerbaycan’ın topraklarının işgal altında olduğunu ve Ermenistan’ın daima olarak Azerbaycan toprakları üzerinde hakimiyet kurmak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Azerbaycan’a da ‘siz sesinizi çıkarmayın, onlar istediklerini yapsınlar’ deniyor. Azerbaycan haklı olarak kendi topraklarını savunuyor, kendi halkının çıkarlarını savunuyor, kendi bayrağını, kendi vatanını savunuyor. Hangi devlet olursa olsun Azerbaycan’a şartsız takviye vermesi lazım. Azerbaycan’ın her şartta yanındayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Azerbaycan devletinin vatandaşlarıyla kucaklaşıyor. Biz, Ulusal Kurtuluş Savaşını veren bir ülkenin insanları olarak, o çabayı hangi şartlarda verdiğimizi de bilen beşerler olarak Filistin halkının da yanında olacağız, Azerbaycan halkının da yanında olacağız” biçiminde konuştu.

“SEN O FAZİCİLERİN VERDİĞİ VAZIFESI YAPIYORSUN”

Türkiye’de 7 milyon vatandaşın minimum fiyatla geçindiğini tabir eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

* Yani ayda 2 bin 324 lira. Türk-İş diyor ki, ‘açlık sonu 2 bin 447 lira’. Açlık sonunun altında bu sayılar. Bunlar 18 yıldır bu devleti yönetmiyorlar mı? 18 yıldır bütün yandaşları köşeyi dönmedi mi? 18 yıldır gelirlerine gelir katmadılar mı? 18 yıldır hükümdarlar üzere yaşamadılar mı?

*

* 18 yıldır bu ülkenin 83 milyon vatandaşını Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiler. Onlar için çalışıyoruz biz. 18 yılda kaç lira faiz ödedik Londra’daki tefecilere? 178 milyar Dolar. Her saniye de dünyanın faizini ödüyoruz. Bir de çıkıp diyorlar ki, ‘biz faize karşıyız’. Hayır efendim.

* Vatandaşa bunu söylüyorsun, sen o faizcilerin verdiği misyonu yapıyorsun. Diyordu ya, ‘borç alan buyruk alır’ diye; bütün buyrukları oradan alıyorlar zati.

“BU, DEVLETİN KAYNAKALIRINI BİR AVUÇ BIREYE TAHSİS ETMEKTİR”

Bahse ait Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a bir teklifte bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dedim ki: ‘Vatandaşa dükkanını kapat diyorsun’. Pekala bu beşli çetenin aldığı garantiler ne kadar biliyor musunuz? 6 milyar 700 milyon para ödeyeceksiniz. Dedim ki, ‘Onları çağır’. Sen Cumhurbaşkanısın. Çağır, de ki kardeşim, ‘bu ülkede herkes fedakarlık yapıyor, sana da Dolar garantili biz her türlü imkanı sağlıyoruz. Bu 7 milyar liraya yaklaşan parayı yıl sonuna kadar alma. Ben bunu vatandaşa dağıtacağım’ de. Mantıklı mı? Mantıklı. Berbere ‘fedakarlık yap’ diyorsun, kahveciye ‘fedakarlık yap’ diyorsun, emekçiye ‘fedakarlık yap’ diyorsun, o beyefendilere gelince ‘hayır fedakarlığa gerek yok’. Üstelik Dolar bazında parayı götürüp garanti veriyorsun. Bu devleti yönetmek değildir. Bu, devletin kaynaklarını bir avuç bireye tahsis etmek demektir” tabirlerini kullandı.

“AKP’DEN İHALE ALANLAR LONDRA’DA İŞ YERLERİ SATIN ALDILAR”

“Eğer Türkiye’deki bütün kararları bir kişi alıyorsa orada demokrasi yoktur” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunun ‘sağı-solu’ da yoktur. Siz bütün kararları bir şahsa bağlamışsanız, onun müsaadesini almadan Bakan dahi konuşamıyorsa orada demokrasi yoktur. Türkiye’de demokrasi yoktur mesela. Baskı var mı? Evet baskı var. Yargı bağımsız mı Türkiye’de? Hayır. Medya bağımsız mı? Hayır, baskı var. ‘Saray medyası’ dediğimiz bir gerçek var. Bu türlü bir ortamda Türkiye büyüyebilir mi? Yatırım yapan var mı? Yatırım yapan yok. En başta da AK Parti’den büyük ihale alanlar gittiler Londra’da kocaman bir caddenin sağındaki, solundaki iş yerlerini, dükkanlarını satın aldılar. Paralar oraya gidiyor. Pekala bu ülkenin emekçisi? Bu ülkenin esnafı? Bunlar neredeler? Demokratik ortam olmazsa, iş teminatı olmazsa, çalışma özgürlüğü olmazsa, siz büyüyemezsiniz. Büyüme talihiniz olmaz” diye konuştu.

“YEDİ SÜLALELERİNE YETECEK KADAR PARALARI VAR”

Türkiye’nin geriye gittiğini savunan Kılıçdaroğlu, açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Kişi başına gelir nereden nereye düştü. Saray’da ve onun etrafında yaşayanların gelirleri düştü mü? Hayır, dünya kadar servetleri var onların. Yedi sülalelerine yetecek kadar paraları da var onların. Bu parayı nereden kazandılar? Ben bunu sorduğum vakit tazminat davası açıyorlar. Sanıyorlar ki, ‘biz tazminat davası açarsak Kılıçdaroğlu konuşmaz’ diye. Ben gücümü halktan alıyorum. Helal ekmek yiyenden alıyorum. Bizim haram yiyenlerle işimiz yoktur. Verilmeyecek hesabımız da yoktur. Lakin onların verilecek hesapları var.”

“ŞARTLAR DAHA DA AĞIRLAŞMASIN DİYE ERKEN SEÇİME GİTMELERİ GEREKİR”

Kılıçdaroğlu, Işık’ın, “Erken seçim talebiniz var mı?” sorusuna şu karşılığı verdi:

* Esasen yönetemiyorlar. Olağanda onların Türkiye’de kaideler daha da ağırlaşmasın diye erken seçime gitmeleri gerekir. Yoksa kurallar giderek ağırlaşacak.

* Bunlar ülkeyi yönetemiyorlar artık. Fatura kime çıkar? Fatura Saray’a çıkmaz. Fatura garibana çıkar aslında. Adama bin 168 lira veriyorsunuz, ’30 gün geçineceksin’.

* 4 kişilik aile düşünün. Günde 39 lira parayla bu adam nasıl geçinecek ya? Bunlarda vicdan var mı Allah aşkına? 39 liraya mahkum ediyorlar 2 milyon kişiyi.

“OTURUP KALKSINLAR BİZİM BELEDİYE LIDERLERINE DUA ETSİNLER”

Sıhhat Bakanlığı’nın açıkladığı bilgilerin doğruluğuna ait tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

* Biz hekimlerle görüşürken, birebir vakitte belediyelerimizin olduğu yerlerden bilgi alırken, verilen bilgilerin çok hakikat olmadığını, toplumdan gizlendiği gerçeğini biz de gördük.

* Tabi bunu Türk Tabipleri Birliği de açıkladı. Bir mühlet sonra her şey hür bırakıldı. Aslında şu anda ‘sürü bağışıklığı’ dediğimiz bir süreç içinde gidiyoruz.

* Maske dağıtmadılar gerçek düzgün. Beceremediler o işi. Sağlıklı, dengeli kararlar alınması gerekiyordu. O kararlar alınmadı. Vatandaş bedelini ödüyor. Ağır bakımda yer yok. Torpille ağır bakımda yer alınabiliyorsa… Şahıslar teşhis konulduktan sonra konutlarına gönderiliyorlar.

* Meskenlerine gönderilirken bu beşerler coronaya yakalanmış ancak otobüsle konutuna gidiyor. Otobüste bir sürü insan var. Bulaşma riski çok yüksek. Bunun tedbiri alınmadı.

* Oturup kalksınlar bizim belediye liderlerine dua etsinler. Yahut öteki belediye liderlerine da. Bunlar 3 maskeyi dağıtamadılar.  Ona bile 50 tane karar aldılar. En sonunda ‘parayla satalım’ dediler. Lakin bizim belediyeler hızlı bir halde maske işini çözdüler.

“ANTALYALILAR MUHİTTİN BÖCEK’İN BİR AN EVVEL GÜZELLEŞMESINI İSTİYORLAR”

Uzun müddettir corona virüsü tedavisi gören Antalya Büyükşehir Belediye Lideri Muhittin Böcek’ın sıhhat durumuna ait de açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Sayın Böcek’i durumuyla ilgilenen tabipler, makul aralıklarla açıklamalar yapıyor. Biz de o açıklamaları dinliyoruz. Ben de direkt doğruya kimi tabip arkadaşlarla görüşerek durumu öğreniyorum. Umarım kısa müddet içerisinde sıhhatine kavuşur, misyonunun başına döner. Antalyalılar da istiyorlar Muhittin beyin bir an evvel iyileşip vazifesine dönmesini” dedi.

Sözcü