Deri, kemik, eklem, tendon ve kaslarda bulunan kolajenin en temel vazifesi bedenimizde dayanak misyonu gören bağ dokusunu güçlendirmek ve böylelikle beden bütünlüğünü korumaktır. İnsan sıhhati için bu kadar kıymetli olan kolajen kesinlikle hekim denetiminde kullanılmalıdır.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Seher Küçükoğlu Yavuz, insan bedeni için kıymetli bir yapı taşı olduğu bilinen, cildin daha nemli, gergin ve yumuşak olmasını sağladığı düşünülen kolajen hakkında değerli açıklamalarda bulundu.
“KOLAJEN DESTEĞİ, YAŞLANMA BELİRTİLERİNİ HAFİFLETİYOR”
Kolajen desteklerinde, kolajen içeriğinin tercihen 10 gram yahut en az 5 gram olması gerektiğine değinen Dr. Seher Küçükoğlu Mert, kolajen sentezine dayanak olması açısından alınan desteğin bakır, çinko, C vitamini içermesinin ise desteğin aktifliğini artırdığını tabir etti. İnsan derisinin 3 katmana ayrıldığını ve orta katmanı olan dermisinin ağır ölçüde kolajen içerdiğini belirten Dr. Seher Küçükoğlu Cesaretli, cildin güçlenmesini, ve elastik olmasını etkileyen değerli faktörlerin başında kolajen geldiği söyledi.
Yaşlandıkça kolajen üretiminin azaldığını ve bilhassa 20 yaşından sonra her yıl yaklaşık yüzde 1’inin kaybedildiğini kaydeden Dr. Seher Küçükoğlu Yürekli, “Zamanla cilt elastikiyetini yitirir, ciltte kuruma, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, ince cilt ve kırılgan tırnaklar ortaya çıkar. Kolajen desteği ile bu yaşlanma belirtilerini hafifletmek mümkündür. Deride en çok tip 1 ve tip 3 kolajen bulunur. Bu nedenle saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için onları desteklerken de tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarını kullanmakta yarar var.” dedi.
Dr. Seher Küçükoğlu Yiğit, kolajen desteğinin nizamlı kullanıldığında daha tesirli olduğunu söz ederek, deri yaşlanmasında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma), dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığını işaret etti.
“KOLAJENİN SIVI FORMLARI DAHA ETKİLİ”
Kolajen desteklerinin tablet, kapsül, toz, likit ve bar halinde farklı halleri olduğunu belirten Dr. Seher Küçükoğlu Gözü pek, kolajenin en tesirli olduğu formatın sıvı hali olduğunu söyledi.
Gözü pek, “Kolajen ağızdan alındığında bağırsaklarda yapı taşlarına yani aminoasitlere ayrılır ve aminoasit olarak kana karışır. Daha tesirli olabilmesi, bağırsaklardan daha iyi emilebilmesi için kolajenin biraz daha parçalanmış hali olan hidrolize kolajen tercih edilmelidir. Sıvı formları bu nedenle daha tesirlidir.” dedi.
Dr. Seher Küçükoğlu Gözü pek, “Kolajen desteğinin ekseriyetle inançlı olduğu ve bildirilmiş bir yan tesiri olmadığı belirtilerek yeniden de kullanmadan evvel kesinlikle bir doktora danışılması gerektiğini vurguladı. Takviyedeki kolajenin kaynağı balık, tavuk yahut sığır olabilmektedir. Balık kaynaklı kolajen içerenler sıklıkla önerilmektedir. Balıktan elde edilen kolajen daha küçük moleküler boyuttadır ve bu nedenle bağırsaklardan daha iyi emilir. Deniz eserlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanlar ve diyabet hastaları da bu eserler nedeniyle istenmeyen tesirlerle karşılaşabilmektedir.” diyerek ikazlarda da bulundu.
Ensonhaber
