Lübnan’ın Başşehri Beyrut dün akşam saatlerinde şiddetli patlamalarla sarsıldı. Kentin liman bölgesinde bulunan bir depodaki 2 bin 750 tonluk amonyum nitrat patladı. Sabah saatlerinde yapılan açıklamada meyyit sayısının 100’e ulaştığı duyuruldu. Yetkililer 4 bine yakın kişinin hastaneye kaldırıldığını ve hayatını kaybedenlerin sayısının artmasını beklediklerini açıkladı.
Türkiye Patlayıcı Mühendisleri Derneği Lideri Profesör Tabip Ali Kahriman Lübnan’ın başşehri Beyrut’ta meydana gelen şiddetli patlamayı Sözcü’ye kıymetlendirdi.
Patlamanın Amonyum nitrattan kaynaklanmadığını, Türkiye’de depolanan amonyum nitratın gübre vasfında olduğunu ve patlayıcı özelliği bulunmadığını söz eden Kahriman, “Amonyum nitrat tek başına patlayıcı bir özelliğe sahip değil. Yanıcı husus de değil. Oksijen verici bir unsur yalnızca. Yanma vakasının olması için kullanılıyor. Oksijen sebebiyle bu maddeyi gübre olarak kullanıyoruz. Türkiye’de de gübre olarak kullanılıyor ve depolanıyor. Lakin bu husus tek başına yanmaz. Bunun yanına bir yakıt katarsak yanıcı özelliği olabilir.” dedi.
YÜKSEK SÜRATLI PATLAYICI
Lübnan’daki patlamanın amonyum nitrat sebebiyle meydana gelemeyeceğini söz eden Kahriman, “Bu patlama amonyum nitrat kaynaklı olamaz. Gördüğümüz kadarıyla meydana gelen patlama hazırlanmış bir patlayıcı husus. Muhtemelen askeri bir unsur. Amonyum nitrat var diyelim. Yanına yakıt konsa dahi bu türlü patlamaz. Buraya çok daha yüksek süratli bir patlayıcı katmak gerek. O da yeniden patlamaz, bir açık alevle ya da elektronik sistemle patlatmak lazım.” tabirlerini kullandı.
Foto: Sözcü / Prof. Dr. Ali Kahriman
YAKLAŞIK 3 BİN TON KARIŞIM PATLAMIŞ
Bölgede yaklaşık 2 bin 500 – 3 bin ton patlayıcı husus olması gerektiğini belirten Kahriman, kelamlarını şöyle sürdürdü:
* Kelam konusu patlama Kıbrıs’ta duyulmuş, hissedilmiş. 10 kilometre ötedeki konutların camları kırılmış. Iddialarımıza nazaran burada 2 bin 500 ton 3 bin ton civarında bir karışım patlamış olması lazım.
* Bu düzeyde patlayıcı iki sebeple depolanır. Endüstriyel gayeli olarak. Maden ocağı, taş ocağı inşa edileceği vakit böylesi bir patlayıcı depolanabilir.
* Fakat o da çok büyük bir ocak olmalı. 10 milyon, 20 milyon, 30 milyon metreküplük bir hafriyat işi olmalı. Lübnan’da o bölgede bu türlü bir çalışma yok.
ASKERİ HEDEFLI DEPOLANMIŞ OLABİLİR
Bu nedenle patlayıcı unsurun askeri hedefli depolanma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Kahriman, şunları kaydetti:
* Patlamanın olduğu bölge bir liman. Bu büyüklükteki bir gereç olsa olsa askeri gereç olabilir. Sıvılaştırılmış, yüksek süratte patlayıcı olabilir.
* Tahminen bunu imal etmek için ham unsur de bulundurdular. Tahminen de askeri maksatlı patlayıcıyı depoladılar. Şu anda bunu bilemiyoruz.
* Bu üzere yüksek süratte patlayıcı hususlar dıştan daha hafif tesirlerle patlayabilir. Birisinin elinin değmesiyle bile patlayabilir bu hususlar.
MEYDANA GELEN BULUTTA ZEHİRLİ GAZLAR VAR
Patlama sonrası meydana gelen ve nükleer bomba imgelerini akıllara getiren bulutun ve ses dalgasının patlayıcının süratiyle ilgisi olduğunu belirten Kahriman açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:
* Patlamalarda kapalı ortamda evvel yanma aksiyonu oluyor. Havai fişek üzere kolay patlayıcı olsaydı çok uzun müddet yanma süreci sürecekti.
* Lakin Lübnan’daki bu büyük patlama çok kısa bir yanma süreci sonrasında meydana geldi. Patlamayla birlikte gaz ve hava şoku ortaya çıktı.
* Binadaki tozlar ve zehirli gazlarla birlikte bir bulut oluştu ve yükseldi. Bu bulutun rengi açık gri renkte olur. O belirli bir süratle da yayılır. Sonra da tesiri azalır. Yakın binalar için olumsuz bir tehlikesi olabilir. Nükleer bir tesiri bulunmaz.
Sözcü
