Covid-19 salgının ikinci dalgası Türkiye’yi çok sert biçimde etkiliyor. Bu nedenle 81 vilayet genelinde kısıtlamalar getirildi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu kararları hafta başında açıkladı. Erdoğan kelamlarının ortasında sokağa çıkma yasaklarının yanı sıra toplumsal hayatla ilgili de iletiler verdi.
Erdoğan konuşmasında, “Milletimizden salgının meskenlerde bulaşma oranının arttığını göz önünde bulundurarak, tehdit geçene kadar konuk kabulüne orta vermelerini bilhassa rica ediyorum” derken İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgede kelam konusu kısıtlamanın çerçevesi şöyle çizildi:
- Kış mevsimi nedeniyle kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilen bu süreçte vatandaşlarımızın konutlarda konuk kabulünün salgının bulaşma/yayılım suratını artırdığı göz önüne alındığında konutlarda gün, mevlid, taziye, yılbaşı kutlaması üzere toplulukların bir ortaya geleceği etkinliklere müsaade edilmemesi.
- Yeniden üstteki sebeplerle bu süreçte konutlara konuk kabul edilmemesi konusunun vatandaşlarımıza hatırlatılması.
Öte yandan daha sert lokal tedbirlerin örnekleri de mevcut. Kastamonu’nun Tosya ilçesinde aile ve akraba ziyaretleri yasaklandı. Hem konuğa hem de konuğu kabul eden konut sahibine başka farklı 3 bin 150 TL idari para cezası uygulanacak.
Bilimsel araştırmalar da misafirliklerle ilgili bu uygulamaları destekliyor. 4 Kasım’da yaptığımız grafik-haberde virüsün yüzde 50 oranında meskenlerde bulaştığını belirtmiştik.
1 kişinin müspet olduğu 6 kişilik bir konut oturmasında (en iyi senaryoda) herkes maske taksa, ziyaret iki saat sürse ve oda daima havalandırılsa bile virüsün bir bireye bulaştığını ortaya koymuştuk.
Pekala kelam konusu kısıtlamalar hakkında vatandaş ne düşünüyor? Yasakları fazla mı yoksa yetersiz mi buluyor? Misafirliğe gitme konusundaki tavırları ne? 3 farklı vilayetten vatandaşlara mikrofon uzattık.
“NE KONUK GELSİN, NE BİZ GİDELİM”
Bursalı esnaf İbrahim Küçük: Bugüne dek hasta sayıları düşük gösterildi. Alınan tedbirler yetersiz. Daha fazla kısıtlamaya gidilmesi gerekiyor. Gerekirse tam vakitli kapanma olmalı. Konuk kabulüne gelince. Corona virüs endişesinden konuttan dışarı başımızı çıkaramıyoruz. Bu süreçte ne konuk bize gelsin, ne de biz misafirliğe gidelim. Halk olarak kendi önlemimizi almalıyız.
Bursalı esnaf Meral Ateş Ece: İç giyim üzerine çalıştığım için kısıtlamalardan pek etkilenmiyorum. Lakin, kafe, restoran üzere yerlerin kapalı olması bu zinciri bozuyor. Ticarette hareketlilik yavaşladı. Kıpırtı yok. Bence 14 gün tam bir kapanma olmalı. Bu illeti atlatmak istiyorsak bu yapılmalı. Annemin iki bayramdır elini öpemedim. Oturduğum binada bırakın misafirliği kimse kimsenin yüzünü kolay kolay göremiyor. Ne misafirliğe gidiyor, ne de konuk kabul ediyoruz. Evvel önlem.
“KISITLAMALAR ÇOK YETERSİZ”
Konya’da çiftçilikle uğraşan Mustafa Yayla: Son gelen kısıtlamalar için çok geç kalındığını ve hatta yeni gelen kısıtlamaların bile çok yetersiz kaldığını düşünüyorum. Bilhassa hafta içi akşam saat 21:00’dan itibaren başlayan sokağa çıkma yasağının hiç bir manası yok. Zira beşerler aslında o saatte işinden gelip meskenine çekiliyor. Biz de bu süreçte uzmanların söylediklerine uyup, konuk kabul etmiyor ve misafirliğe gitmiyoruz.
Konya’da yaşayan Süleyman Kuloğlu: En az 2 hafta genel sokağa çıkma kısıtlamasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Devletimiz bu bahiste esnaflara ve küçük işletmelere takviye verebilmeli. Salgının başından beri konuk kabul etmiyoruz ve misafirliğe gitmiyoruz.
“MİSAFİRİ YASAKLAMIŞTIK ZATEN”
Aydın’da yaşayan özgür muhasebeci Osman Çetin: Kısıtlamalar hoş, bana uyuyor. Benim yaşım 70. Konuta konuğu yasaklamıştık aslında. Gelen de yok giden de yok, kabul etmiyoruz. Kısıtlamaların maalesef çalışma hayatımda tesirleri oldu. O bakımdan sevmedim.
Aydın’da yaşayan Muhammet Arslan: Mutlaka şu anki tedbirler kâfi değil. Pandemi yüzünden aslında meskene konuk kabul etmiyordum. Misafirliğe de gitmiyorum. Ben çalışmıyorum. Vatandaşa cebinde paran var mı, yok mu diye sorulmalı. Herkesin gereksinimleri giderildikten sonra ülkeyi 14 gün büsbütün kapatmaları lazım. Olan garibana olmasın.
