Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı dizisinin başlamasıyla birlikte seyircilerin araştırdığı bahislerin başında gelen Oruç Reis, hayatı ve biyografisiyle merak konusu.
TRT1 ekranlarının yeni dizisi, Barbaros kardeşlerin hayatını ve uğraşını anlatıyor.
Kısacık hayatına binlerce fetih ve ulu savaş kazandıran, bir mühlet sonra tek kolu ile çabasına devam eden Oruç Reis kimdir? İşte tarihteki yeri ve ehemmiyeti…
ORUÇ REİS KİMDİR?
1470’te Omanlı hakimiyetinde olan şu anki Midilli’nin Bonova köyünde doğan Oruç Reis, ünlü bir Türk denizcisiydi. Babası, Vardari Yâkub Ağa, 1462’de Midilli’nin fethine katılmış ve Bonova köyü kendisine tımar olarak verilmişti. Burada yerleşip evlenen Yâkub Ağa’nın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas ismini verdiği dört oğlu oldu.
İyi bir tahsil gören kardeşler, devranın denizci milletlerinin lisanları olan İtalyanca, İspanyolca, Fransızca ve Rumca’yı öğrenerek yetiştiler. Gençliğinde gemiciliği ve deniz ticaretini çok iyi öğrenen Oruç Reis, hamaseti, zekası ve girişimciliği ile kısa vakitte gemi sahibi oldu. Suriye, Mısır, İskenderiye ve Trablusşam’a mal taşıyarak, oradan aldıklarını Anadolu’ya getiriyordu.
CEZAYİR’İ FETHETTİ
Türk denizcilik târihinde değerli bir yeri olan Cerbe Adası, Oruç Reis tarafından 1513 yazında fethedildi. Burayı kendisine üs edinip, Doğu ve Batı Akdeniz’de pek çok gemi zaptetti. Papa’ya ilişkin, o vaktin dev savaş gemilerini, ince tekneleriyle ele geçirmesi, şöhretini Avrupa ve dünyaya ulaştırdı.
Cezayir’de bir devlet kurmaya karar veren Oruç Reis, kısa vakitte bu toprakları ele geçirdi. İspanya Hükümdarı Şarlken, Cezayir’e donanma gönderdiyse de, Oruç Reis’i elde ettiği yerlerden çıkaramadı.
SOL KOLU KESİLDİ
Becâye kuşatması sırasında Oruç Reis, sol kolundan ağır yaralandı ve tabiplerin tavsiyesiyle bu kolu dirsekten kesildi. Tek kolla gayrette de şevk ve azminden hiçbir şey kaybetmeyen Oruç Reis, uygunlaşınca derhal denize açıldı ve pek çok gemi ele geçirdi.
YÜREK TİMSALİ
Elde ettiği ganimetleri yoksul ve kimsesizlere, leventlerine dağıtır, varını ağırı cihâd ve gazâ için sarfederdi. Cömert, âlicenap, yardımsever, merhametli olan Oruç Reis, önemli ve sertti. Bütün leventleri tarafından, bir baba üzere sevilirdi.
Çok iyi bir muhârip, tehlikeli vakitlerde en iyi devaları bulmakta zorluk çekmeyen bir kumandandı.
ORUÇ REİS’İN MEVTİ
Oruç Reis’in 1518’de hayatını kaybettiğinde, kırk sekiz yaşında olduğu iddia edilmektedir.
Cezayir’in doğusunda, İspanya’nın hakimiyeti altında bulunan Tlemsan’ı elde eden Oruç Reis, İspanyollardan yardım alan Tlemsan buyruğuna karşı, elde ettiği yerleri savundu. Topraklarını 7 ay boyunca müdâfaa etti lakin yerli halkın ihanet etmesi üzerine, Cezayir’e dönmek için düşman kuşatmasını yarıp dışarı çıkmaya çalıştı.
Düşmanı yararak bir kısım leventleriyle birlikte ırmağı geçti. Ancak yirmi kadar levendi, düşman tarafında kalmıştı. Oruç Reis, kurtulma ümîdi olmadığını bile bile, leventlerini yalnız bırakmamak için tekrar düşmanları ortasına daldı. Irmağı geçmeye çalışırken leventlerinin birçok öldü. Tek kollu Oruç Reis, yanındaki son levendin de öldüğünü gördükten sonra, aldığı mızrak yarası sonucu öldü.
Oruç Reis’in vefatını İspanya Hükümdarı’na ispatlamak isteyen İspanyollar cesedin başını keserek almışlar ve bal dolu bir torba içerisine koyarak İspanya’ya götürmüşlerdir. Bunu yapmalarının nedeni, birçok kezler Oruç Reis’le çatışmaya giren İspanyolların, onu öldürdüklerini İspanyol Hükümdarı’na bildirmelerine karşın bunların hiçbirinin yanlışsız çıkmamasıdır.
Ensonhaber
