Corona virüsüyle çaba sürecinde sanat dünyasında konser, şov, tiyatro ve şenlik üzere etkinlikler iptal edilirken pek çok sanatçı da işsiz kaldı. ‘Geveze Piyanist’ olarak tanınan Buyruk Gamsız ile bu yıkıcı sürecin sanata tesirlerini ve yeni projelerini konuştuk…

– Sanat hayatınızı 15 yıldan fazla bir müddet yurt dışında sürdürüp Türkiye’ye dönmüştünüz. ‘İyi ki buradayız’ diyor musunuz?

Açıkçası tiyatro sanatkarı eşim Ege Maltepe ile memlekete dönmekle her açıdan iyi bir karar almışız, bu salgında hâlâ New York Manhattan’da yaşadığımı düşünmek bile istemiyorum. Her şeyden evvel bizim insanımızın ve sanatkarımızın dünyayı anlayışı ve yorumlayışı Batı toplumlarından çok daha gerçekçi. Ruhsal olarak da birbirimizle kurduğumuz kusursuz toplumsal alaka biçimini bırakıp ABD yöntemi bireyselciliği benimsersek en güçlü özelliğimizi yok ederiz. Bakın kim sıkıntısı ki Özal devrinden sonra patlayan parfüm ithalatıyla kaybolmaya yüz tutan kolonya kültürümüz bizi virüsten koruyan en güçlü silahımız olacak diye, değil mi?

– Pandeminin en çok ziyan gören alanlardan biri de sanat oldu. Siz nasıl etkilendiniz bu süreçten?

Bir devlet kurumundan maaşı olmayan sanatkarların geliri bir anda sıfıra düştü, bu durum muhakkak bir felaket… Ege ile biz de bir kurumdan maaş almadan yaşıyoruz ve bu durumun ruhsal bir çöküntü yaratmaması için içimizdeki sanatçı yaratıcılığına başvurarak hem topluma sanat sunmaya devam edip hem de durumun zahmetlerine yenik düşmemek için yeni yollar bulduk, yeni projeler ürettik.

DİJİTAL BİR PLATFORM

– Yeni projeniz nedir?

Biz eşimle İstanbul’a döndüğümüzden beri etkinliklerini sürdüren Bach Café isimli yerimiz için dijital bir platform yarattık. Hem kendi hem de sanatçı dostlarımızın yapıtlarını ve icralarını satışa sunabildiğimiz bir mecra bu. Hem Türkiye’den hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden çok iyi sanatkarlar katıldı bize…

– Sanatkarlara bir gelir kaynağı sunmuş oluyorsunuz böylelikle…

Üstelik biz kimi büyük şirketlerin tam bilakis gelirin yüzde 10’unu değil yüzde 80’ini sanatkarlara bırakmak üzere mutabakatlar yapıyoruz. Hatta İngiliz bir çellist arkadaşım “Emir bunun Ege’yle senin için iyi bir iş olduğuna emin misin?” diye sorduğunda “Tabii ki eminim dedim, zira kendi yapıtlarımızdan gelir elde ederken sanatçı dostlarımıza da tıpkı imkanı sağlayacağız” karşılığını verdim. Dünyada küçük işletmelerin yaşaması çok zorlaştı fakat bu küçük sanatçı dükkanı hayatına devam edecek. Zira ben Allah sıhhat verdiği sürece piyano çalacağım, eser yazacağım ve sanata devam edeceğim.

DOPDOLU İÇERİK

– Pekala sanatseverler size nasıl ulaşacak?

Biz yalnızca iki sanatçıyız, büyük şirketler üzere reklam bütçelerimiz yok, izleyicilerin içeriklerimizi takdir edip bizden bahsedeceklerini ümit ediyoruz. Çocuklar ve yetişkinler için hem makaleler, kıssalar, felsefi yazılar, hem dinlenecek müzikler, radyo tiyatroları, sesli edebiyat yapıtları, sohbetler, hem de izlenebilecek sinema ve dizi sinemalarımız, müzik sinemaları, sohbet programları satışa sunulacak. Bu yıl bitmeden yayında olma gayesindeyiz.

– Bu yeni sanat teşebbüsünüzde muvaffakiyetler dileriz.

Teşekkürler, ben de herkese sağlıklı ve felaketsiz bir 2021 diliyorum.

Sözcü