Son devirde corona virüsü hadiselerinde artış eğilimi sürüyor. Virüs ile uğraşta en ön safta yer alaran tabiplerden Ankara Kent Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, Covid-19 şüphelisi olarak kendilerine başvuran birtakım hadiselerde deri döküntüsü görüldüğünü, kimilerinin hiç ateşi çıkmadığını ve virüsün farklı semptomlar ile şahısta ortaya çıkabildiğini belirtti.

“SÜRÜNTÜ ALINIRKEN VİRÜS O BÖLGEDE OLMAYABİLİYOR”

Corona virüs testlerinin muteber olduğunu lakin istisnai durumların da bulunduğunu ve yalancı negatiflik yahut yalancı müspetlik durumlarının olabileceğine değinen Prof. Dr. Oğuztürk şu bilgileri verdi:
“Covid-19 kuşkusu ile sıhhat kuruluşlarına gelen şahıslara PCR ve antikor testleri yapılıyor. Tabi ki bu testlerin güvenilirliği manasında biz önemli manada olumluluk var diyebiliriz. Sahiden epeyce sağlam testler. Lakin birtakım durumlarda, yalancı negatiflik ya da yalancı müspetlik olabiliyor. Bunun oranının hayli düşük olduğunu düşünmek ve telaş etmemek başlangıçta söz etmemiz gereken en kıymetli husus.

Pekala ne vakit yalancı negatiflik olabiliyor? Kişinin testi alınırken, boğaz sürüntüsü, ağız sürüntüsü alındığı sırada virüsün o bölgede olmama ihtimali var. Münasebetiyle negatif çıkabilir. Yahut testi alan kişinin tecrübeli olup olmaması da testin negatiflik yahut olumluluğunu etkileyebilir. Bir de bu test alındıktan sonra laboratuvara götürülürken bir karışıklık ve gibisi olabilir. Bunlar çok çok düşük seviyede ancak olabilir de. Bu manada biz klinisyenler yalnızca test sonuçları ile değil, klinik bulgular ile korele yaparak o hastanın teşhis ve tedavisine geçiyoruz.

Bir de pozitiflikte şöyle bir durum kelam konusu olabilir; virüsün PCR tekniği ile varlığını saptarken PCR olumlu dediğimiz ve bunun uzun mühlet devam ettiği hasta kümeleri oluyor. Bunlar da çok ender. Lakin biz bu olumluluğun uzun müddet devam etmesinin her vakit bu kişi etkin hastalık geçiriyor halinde yorumlanmamasını istiyoruz.

Bunu şu formda özetleyebiliriz; kişinin PCR testi müspet çıktı, ilaç tedavisine başlandı, şikayetleri geriledi ve iyileşti. Lakin bir mühlet sonra bir daha baktı test olumlu çıktı. Bu manada virüsün canlı ya da virüse ilişkin kesimlerin da varlığı PCR testi müspet manasına gelebiliyor. Dolayısı ile araştırıldıktan sonra her PCR olumlu tedavi gördükten sonra yeniden hastalık geçiriyor manasına gelmediğini söyleyebiliriz”.

“DERİDE DÖKÜNTÜ BELİRTİ OLABİLİR”

Corona virüsü olumlu tanısı konan olayların farklı şikayetler ile başvurduğunu ve kimi hastalarda deri döküntüsü de görüldüğünü belirten Prof. Dr. Oğuztürk şöyle devam etti:
“Dünya literatürü araştırıldığı vakit, birinci başlarda ülkemizde de görüldüğü Mart ayından itibaren hadiselerde, ateş yüksekliği, boğaz ağrısı, halsizlik ve teneffüs problemi nefes darlığı üzere sorunlardı. Mevsimsel olarak bu formda şikayetler ile karşımıza çıkma ihtimali de gerçek olarak bir halde ilerliyordu.

Daha sonra farklı şikayetler ve bulgularla da bize Covid-19 olumlu olayların geldiğini gördük. Halsizliğe ek olarak eklem ağrıları, karın ağrısı, sizin de bildiğiniz üzere ishalli olaylar epey fazla gelmeye başladılar. Ayrıyeten deri döküntüleri de var. Deri döküntülerinin öteki sebeplerini dışladıktan sonra Covid-19 ile ilintili olabilecek bu sorunların de karşımıza çıktığını net olarak söyleyebilirim.

Covid-19’da sorun yalnızca akciğerlere ilişkin değil. Diğer sistemleri de etkileyebilecek ıstıraplar oluşturuyor. Kalpte ritim bozuklukları, kalp kası hastalıkları, akciğerin dışında karın bölgesine ilişkin sorunlar, kan pıhtılaşması ile ilgili zahmetler da maalesef vefat etmede önümüzdeki en kıymetli sorunlar olarak görünüyor.

Bu manada dünyada bu işin tahliline yönelik, bu koagülasyon bozukluğu ile ilgili tedavi manasında birinci ilaçların kullanıldığı ülke olarak da ülkemizin ismini gururla verebiliriz”.

“ANTİKORLARIN YÜKSELMESİ HASTADAN HASTAYA DEĞİŞİYOR”

Aşı çalışmalarındaki en büyük badirelerden birinin hastalarda oluşan antikor seviyesinin değişiklik göstermesi ve bu durumun hastadan hastaya nazaran değiştiğini belirten Prof. Dr. Oğuztürk açıklamasını şu sözlerle bitirdi:
“İnsanların bağışıklığını konuşmak istediğimiz vakit 2 bağışıklığı söyleyebiliriz. Birisi doğuştan bağışıklık, oburu sonradan kazanılmış bağışıklık. Bunlar da ‘kişinin yaşadığı rastgele bir hastalık var mı yok mu?’ ona nazaran değişiklik arz edebiliyor.

Bir virüsün, bir mikroorganizmanın insan ile karşılaştıktan sonra oluşturduğu standart bir reaksiyon sistemi yok. Şahsa nazaran değişiyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, muhakkak bir mühlet o mikroorganizma ile Covid-19 için de bunu söyleyebiliriz, bir müsabaka olduğu vakit beden buna reaksiyon gösteriyor, gayret düzeneğini aktive ediyor ve o düzeneğin ögelerinden bir tanesi de yükselen antikor düzeyleri.

Savaşta bunlar bize yarar sağlıyorlar. Lakin görünen o ki belirli bir mühlet sonra bu antikorların yükselmesi hastadan hastaya değişen bir durum arz ediyor. Kimi hastalarda da aşikâr bir mühlet sonra antikorun yüksekliği azalabiliyor.

Aşı çalışmalarındaki en kıymetli dert da bu. Şayet siz aşı çalışmalarında oluşturacağınız antikor seviyelerini uzun müddetli devam ettiremezseniz tekrarlayan aşı uygulamaları ile karşı karşıya kalacağız. Bu manada bu sorunun tahlili de büyük bir kıymet arz ediyor.”. (İHA)

Sözcü