Yazın D vitamini depolamak ve bronzlanşmak için güneşin altında vakit geçirmeyi çok seviyoruz. Fakat, güneşlenirken kendimizi ziyanlı etkenlerden de muhafazayı öğrenmemiz gerekiyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Dermatoloji Uzmanı, Uzm. Dr. Nilsu Salih, sağlıklı bir beden ve bağışıklık sistemi için güneşlenmenin kıymetli olduğunu lakin güneşin ziyanlı tesirlerinin de unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Uzm. Dr. Salih, tüm canlılar için hayat kaynağı olan güneşin, bağışıklığın güçlenmesi, kemik sıhhati, bedenin güç depolaması, bedenin gereksinimi olan vitaminlere takviye sağlaması manasında yararlarının olmasının yanı sıra dikkatli ve denetimli bir biçimde faydalanılmadığında sıcak çarpması, cilt yanıkları, kanserojen ışınlara maruz kalmak üzere olumsuz tesirlere de neden olabildiğini söyledi.
“AÇIK DERİLİLER GÜNEŞ IŞINLARINA KARŞI HASSASTIR”
Cilt tiplerinin altı kategoriye ayırdıklarını belirten Uzm. Dr. Salih, “Açıktan yoğuna yanlışsız cilt tipi bir ve iki olarak isimlendirdiğimiz şahıslar açık renk gözlü ve sarı saçlı olurlar. Derileri çok açık renkli olanlar güneş ışınlarına karşı epeyce hassastır ve güneşten önemli manada olumsuz olarak etkilenmeleri kelam mevzusudur. Güneş altında makul mühletten fazla kaldıklarında önemli güneş yanıkları görülür. Bu iki cilt tipine sahip bireylerin bronzlaşma ihtimalleri pek yoktur. Cilt tipi üç olarak isimlendirdiğimiz küme ela ve yeşil gözlü olup, yeniden açık renk deriye sahip sarışın, kumral olurlar. Güneş altında fazla kaldıklarında yeniden cilt yanıklarına maruz kalmaları kelam mevzusudur. Lakin uygun güneş kremi ve kollayıcı tedbirlerle bronzlaşma ihtimalleri vardır. Cilt tipi dört olarak isimlendirdiğimiz küme kahverengi gözlü, koyu renk saçlı esmer derili olan bireylerdir. Her insan üzere güneşin altında fazla kalmaları deri ve beden sıhhati manasında risk taşımaktadır. Bronzlaşabilirler. Cilt tipi beş ve altı olarak belirlenen küme ise esasen Latin ırktan gelirler ve güneşin tesirlerinin uzun sürdüğü bölgelerde yaşarlar. Bu nedenle derileri güneşten daha az etkilenir ve güneş altında bulunma mühletleri de değişebilir.” tabirlerini kullandı.
“HER İNSANIN GÜNEŞLENMEYE MUHTAÇLIĞI VARDIR”
İnsanların güneşe muhtaçlığı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Salih, “Her insanın güneşe, güneşlenmeye gereksinimi vardır. Fakat bu sanılanın tersine saatlerce güneş altında kalmak değildir. Günde 10 dakika boyunca el, yüz, kol, bacak üzere bölgelerin güneşe açık olması kafidir. Güneş ışığının cilt sıhhatine yararlarının yanı sıra; D vitamini sentezlenmesi sağlamak, kemik sıhhatini geliştirmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek, beyin sıhhatini korumak, bedendeki fazla yağın atılmasını sağlamak ve dişleri güçlendirmek üzere kıymetli yararları vardır. Güneş, bedende D vitamini gereksiniminin yüzde 90’ını karşılamaktadır ve D vitamini kemik sıhhati için çok kıymetlidir. Güneş ışınlarından iyi biçimde faydalanmak istiyorsanız, öncelikle cilt tipinize ve güneşlenme sürenize uygun yüksek faktörlü bir güneş gözetici krem kullanmalı, beslenmenize dikkat etmeli ve uygun giysiler giymelisiniz. Güneş ışığından faydalanırken; üzerinizde ince, açık renk, pamuklu giysiler olsa da güneş hami krem kullanmalısınız. Güneşte ve sıcak havada ağır sıcak ve terlemenin tesiriyle sıcak çarpması yaşamamak için sıvı almalısınız. Tesirli bir güneş muhafazası için güneş kollayıcı kreminizi 4 saatte bir yenilemelisiniz. Güneşlenme için sabah 10:00 ve 10.30, öğlenden sonra ise 16.00-17.00 saatleri ortasını tercih etmelisiniz. Ultraviyole ışınlarından korunmak için bulutlu havalarda da güneş gözetici kremler kullanmalısınız. Sıcak çarpmasından ve gözlerinizi güneşten korumak için geniş kenarlı şapka ve güneş gözlüğü kullanmalısınız.” sözlerini kullandı.
Yaş kümesine bağlı olarak güneşe çıkma müddetlerinde bir farklılık olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Salih, “Ancak bilhassa çocukların hassasiyetleri düşünüldüğünde çok daha dikkatli olunması gerekmektedir. Zira bebek ve çocuk ciltleri güneş yanığı açısından çok daha hassas ve korunmasızdır.” diye konuştu.
GÜNEŞ HAMİ SEÇİMİNE DİKKAT
Müdafaa faktörü içeren güneş kremlerinin müdafaaya yönelik olumlu tesirlerinin olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Salih, “Ancak tek başına kâfi değildir. Yalnızca bu kremlerle müdafaa sağlamak mümkün değildir. Zira güneş ışınları yalnızca açıkta kalan bölgelerimizi değil, bedenimizin kumaş altında kalan bölgelerini de tesirler. Bu yüzden güneşten korunmayı geniş kenarlı şapka, güneş gözlüğü, pamuklu ve bol kıyafetlerle desteklemek gerekmektedir.” dedi.
Esirgeyici kremlerin cilde vakit zaman olumsuz tesirlerinin görülebildiğini aktaran Uzm. Dr. Nilsu Salih, “Kimyasal ve fizikî muhafaza sağlayan kremler olarak iki tip krem kümesi vardır. Fizikî koruyuculuk sağlayanlarda kullanılan gereçlerin tepki oluşturma riski düşüktür. Ancak kimyasal koruyucularda deride birtakım tepkilere sebep olabilirler. Birtakım güneş eserlerinde maalesef parfüm ya da birtakım yan tesiri olan eserler bulunmaktadır. Onlardan kaçınmak yararlı olacaktır. Piyasada hem fizikî hem de kimyasal koruyuculuk özelliği taşıyan ultraviolet’nin A ve B (UVA-UVB) kısımlarını engelleyen eserler vardır. Bunlardan 30 ve 30+ olmak üzere parfüm içermemeleri şartı ile bir eser tercihi yapılabilir.” açıklamalarında bulundu.
Güneş lekeleri için alınabilecek tedbirler hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Nilsu Salih, “Güneş lekelerinin çok çeşidi vardır. Her lekenin özelliğine nazaran tedavi tekniği belirlenir. Lakin hepsinde ortak özellik güneş muhafaza losyonlarının ve kremlerinin kullanılmasıdır. Bu lekelerin tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır ve tedavileri konusunda kesinlikle uzman bir tabibe başvurulmalıdır. Cildimizi daima denetim etmeli ve muhtemel bir değişimde kesinlikle uzman tabibe danışmalıyız.” dedi.
Ensonhaber
