Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
* Son 7 – 8 yıldır ülkemizin önünden hiç eksilmeyen siyasi toplumsal ekonomik tuzaklar bize büyük ve güçlü Türkiye’nin kıymetini tekrar tekrar göstermiştir.
* Bu akınların gerisindeki sinsi niyetlerden birinin de Türkiye’yi evvelden olduğu üzere tekrar kendi içine kapatarak gücünü ve vaktini boşa harcayan bir ülke haline dönüştürmek olduğu açıktır.
* Biz bu oyunu çabucak fark ettik dayatmalara eyvallah etmeyerek Türkiye 2023 rotasında tutmakta kararlı davranarak terör örgütlerinden kimi memleketler arası kuruluşlara kadar bu senaryoda kullanılan oyuncuları birer birer devre dışı bıraktık.
* Milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirirken hudutlarımızı güvenlik altına alacak adımları daha cüretle attık.
* Türkiye bu formda diz çöktüremeyeceklerini görenlerin diplomasi ve iktisat alanlarında ağırlaştırdıkları kuşatma gayretlerini da ıslahat gündemimize sürat vererek boşa çıkardık.
* Milletimizin taleplerine ve beklentilerine uygun olarak aslında yürütmekte olduğumuz çalışmaların kapsamlı ıslahat paketleri ile demokratik ve ekonomik zaferlere dönüştürecek programlar geliştirdik.
* Gençlerimizin üzerinde 2053 vizyonlarının inşa edebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakmakta kararlıyız. Bu çerçevede son periyotta yeni ıslahat paketleri ile milletimizin huzuruna çıkıyoruz.
COVID-19 İLE BİR YIL GEÇTİ
* Aziz milletim, COVID-19 virüsünün ülkemize de sirayet etmesinin üzerinden 10 Mart tarihi prestiji ile tam bir yıl geçti.
* Şimdiye kadar bu virüs 192 ülkede toplam 2 milyon 700 bin insanın hayatına mâl oldu. Ülkemizde ise virüs tespit edilen 2 milyon 900 bine yakın vatandaşımızdan 29 bin 500’ü maalesef hastalığa yenik düştü.
* Salgında vefat eden kardeşlerimize bir sefer daha Allah’tan rahmet ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Bu periyotta büyük bir fedakarlık sergileyerek virüse karşı en ön cephede yer alan tüm sıhhat çalışanlarımıza ülkem ve milletim ismine şükranlarımı sunuyorum.
* Türkiye sıhhat altyapısının ve toplumsal güvenlik sisteminin gücü sayesinde salgınla çabasını dünyanın takdir ettiği bir muvaffakiyet kıssasına dönüştürdü. Salgının tepe yaptı aylarda da iyi sıhhat sistemimiz vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürdü.
* İnsanların hastane kapılarından geri çevrildiği hekimlerin hasta seçmek zorunda kaldığı, bakım konutlarında yaşlıların ilgisizlikten can verdiği vahim sahnelerin hiçbiri hamdolsun ülkemizde yaşanmadı.
* Son bir asrın en büyük sıhhat felaket olarak nitelenen salgın karşısında devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Bilim Konseyimizin değerlendirmeleri ışığında aldığımız kararları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği avantajları da kullanarak en süratli ve en faal halde hayata geçirdik.
* Salgın periyodunda birçok ülkede görülen zahmetlerin tedarik zincirindeki aksaklıkların ve güvenlik zafiyetlerinin hiçbirine Türkiye’de şahit olunmadı.
“ŞEHİR HASTANELERİ SALGIN DEVRİNDE KRİTİK ROL ÜSTLENDİ”
* Salgın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kriz yönetme kapasitesi yanında sıhhate yaptığımız devasa yatırımların da değerini gösterdi. Ülkemize kazandırdığımız kent hastaneleri bilhassa salgın devrinde kritik rol üstlendiler.
* Bugün artık elini vicdanına koyan herkes bu yatırımların hakkını teslim ediyor. Yolu bir halde kent hastanelerine düşen vatandaşlarımız iyi ki muhalefete karşın bu hizmetler yapılmış diyor.
* Salgın periyodunda sağlıktan eğitime iktisattan toplumsal yardımlara kadar her alanda attığımız ek adımlarla ülkemizin altyapısını daha da güçlendirdik.
* Bu süreçte COVID-19 teşhisi yapabilen laboratuvarlarımız 73’ten altı kattan fazla artışla 461’e yükseldi.
* Filyasyon ve izolasyon takip sistemini kısaca HES dediğimiz Hayat Konuta Sığar uygulamasını hayata geçirdik. Yükseköğrenim yurtlarımızın bir kısmını karantina merkezlerine dönüştürdük.
* Bu çerçevede yurtlarımızda 122 bin insanımıza hizmet verdik. Gelişmiş ülkeler şimdi maske problemini bile aşamamışken biz rekor müddette yerli teneffüs cihazımızı üreterek kendi gereksinimlerimizi karşılamanın yanında 20 ülkeye bu aygıtları ihraç ettik.
DETAYLAR GELİYOR…
Sözcü
