CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle yaptığı basın açıklamasının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “Önce Cumhurbaşkanı akabinde da İçişleri Bakanı, Canan Kaftancıoğlu hakkında terörist suçlamasında bulundu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verdi.

DOĞRULARI SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

– Türkiye’nin çok ağır bir gündemi var. Personelin, işçinin, esnafın, milyonlarca işsiz, üniversite mezunları artık paklık işi yapmaya başladılar. Bütün bunlara baktığınız vakit Türkiye’nin gerçeklerini halktan gizlemek için yapay gündem oluşturuyorlar. CHP Vilayet Lideri bilmem şöyleymiş böyleymiş… Hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım. Bunlar bizim gündemimiz değil. İstanbul Vilayet Başkanı’nın gündemi de benim gündemim de işsizlik, yatağa aç giren yüz binler… Bizim sıkıntımız bu, onların gündemi farklı, zira Türkiye’yi unuttular. Onların maksadında yalnızca ve yalnızca CHP var. Zira CHP’nin doğruları söylemesine tahammül edemiyorlar. Ama biz doğruları söylemeye devam edeceğiz.

ZULÜMLE İKTİDAR OLANIN SONU ERKEN GELİR

(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Şurası Lideri Oğuzhan Asiltürk’ü konutunda ziyaret etmesi) – Erdoğan’ın ziyaretleri olabilir. Biz hiçbir partinin iç işine karışmayız, o bahiste yapılan açıklamalar var, izliyoruz. Erdoğan gideceğini görüyor, nasıl iktidarını sürdürebilir, onu düşünüyor. Zulümle iktidar olunmaz. Zulüm ile iktidar olanın sonu erken gelir. Erdoğan kendi sonunu görüyor. Kendi partililerine zulüm etti. Yoksulluğun en fazla olduğu yerler AKP’ye en fazla oy çıkan yerler. O insanların hakkını biz savunuyoruz.

DEVLETİ SOYAN ADAMLA YAN YANA!

(Türk Telekom vurgunuyla suçlanan Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Vahdettin Köşkü’nde kabul edilmesi) – Türk Telekom’u aşikâr bir müddetliğine satın aldılar. Parayı nereden aldılar? Kamu bankalarından, yani bizim bankalardan aldılar. Kârlarını yediler, paranın geri ödenmesine sıra gelince “Biz parayı ödemiyoruz” dediler. Türkiye Cumhuriyeti’ni soydular. Soyan adam artık gelmiş Erdoğan’la yan yana.

– Ya bu adam devleti, Türk Telekom’u soyan adam. Faturasını bizim bankalara çıkaran adam senin muhatabın oluyor. Sen sanki ona, “Neden bankalara borcunu ödemediniz” diye sordun mu? Bu çok ağır bir tablo. O tablonun faturası pandemi sürecinde çocuklarımız çıktı. 3 milyonu aşkın çocuğumuz internete ulaşamıyor. Bunu yapacak olan kimdi? Türk Telekom’du. Onunla Erdoğan’ın bir ortaya gelip konuşması bile başlı başına bir dramdır.

HALKIN GÜNDEMİNİ ÇALIYOR

(Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne Melih Bulu’nun atanması ve Erdoğan’ın “Terör örgütü iltisaklı şahısların en ön safta yer aldığı bu cins aksiyonların demokrasiyle hak arayışıyla fikir ve tabir özgürlüğü ile uzaktan yakından ilgisi yoktur” sözleri) – Erdoğan’ın gündemi çok farklı. Erdoğan’ın gündeminde Türkiye, yoksul, fukara yok zati. Zira Erdoğan halkın gündemini çalmak istiyor. Kendi gündemini halka dayatmak istiyor. Bu türlü bir yapısı var. Zira işsizlik sıkıntısını çözemiyor. Bastırdılar “Faizi yükselt” diye, yükseltti. Kim bastırdı? Tefeciler bastırdı. Tefecilerin talebini yerine getiren kim? Erdoğan.

HERKESİ TERÖRİST İLAN EDİYORSUNUZ

– Pekala esnafın, çiftçinin, işsizin talebini yerine getirdi mi? Hayır. Gündemi öbür bir yere çekmek istiyor. Boğaziçi’nde öğrenciler aksiyon yapmış, “Efendim bunlar terörist”, ne yaptı bu öğrenciler? Şiddet mi uyguladılar? Hayır. Öğrencilerin ayağı kırıldı. Müzikle aksiyon yapıyorlar. “Ya bu öğrenciler ne istiyor?” diye sormak gerekir. Bu soruyu sormuyorsunuz, herkesi terörist ilan ediyorsunuz. Çaresizlik buraya getirdi.

ÜNİVERSİTENİN KAPISINA KELEPÇE TAKTINIZ YA…

– Bezmialem Camii (Dolmabahçe Camii) vs. hayatımda bu kadar çok palavra söyleyen bir adam görmedim. Ya sen o mescitte miydin? Kim vardı orada? İmam. Pekala imam ne dedi? “Böyle bir şey yoktur” dedi. Ben imama mı inanacağım, o mescitte olmayan adama mı inanacağım? “Kabataş iskelesinde bir bayana yapılan hakaretler, beşikte olan çocuk var. Cuma günü göstereceğim bütün Türkiye görecek” dedi. Kaç cuma geçti? Dediğim üzere bunun kadar palavra söyleyen ikinci bir insan görmedim. Devlet palavrayla yönetilmez. O üniversitede yalnızca öğrenciler mi istemiyor? Hocalar da istemiyor onu. Ancak siz herkesi terörist ilan edip oradan kurtuluyorsunuz. Bu devlet idaresi değildir. Üniversitenin kapısına kelepçe taktınız ya. Bu fotoğrafı bütün dünya gördü.

Sözcü