Ordu Devlet Hastanesi Meskende Sıhhat Hizmetleri ünitesinde vazife yapan Cemile Deniz, 7 yıllık evli olduğu Mehmet Atakan Deniz’e boşanma davası açtı. Mahkeme, çiftin 5.5 yaşındaki çocukları Kuzey’in velayetini de mahkeme bitine kadar süreksiz olarak anne Cemile Deniz’e verdi. Fakat bir mühlet sonra bu karara itiraz eden baba Mehmet Atakan Deniz avukatı aracılığıyla Ordu 2. Aile Mahkemesi’ne dilekçe vererek, çocuğunun ana sınıfına gitmesi gerekirken ana okuluna gönderildiğini, sıhhat sorunu olduğunu belirterek, “Çocuğun annesinin ambulans hemşiresi olup daima konutlara girip çıktığını, çocuğun corona dolayısı ile ağır risk altında bulunduğu” ileri sürerek oğlunun velayetini istedi.
HEMŞİRE ANNE RİSKLİ BULUNDU VELAYET BABAYA VERİLDİ
Verilen dilekçe doğrultusunda orta karar veren mahkeme anne Cemile Deniz’in mesleğinin corona virüs riskinin yüksek olduğunu ileri sürdü. Orta kararda, “Corona virüs hastalığının yüksek bulaşıcılığı göz önünde bulundurularak bu etapta çocuğun süreksiz velayetinin babaya verilmesinin çocuğun yüksek faydasına olacağı kanaatiyle, çocuğun süreksiz velayetinin tedbiren ve takdiren anneden alınarak baba üzerine bırakılmasına” formunda tabirler yer aldı. Mahkeme, dava sonuçlanıncaya kadar Cemile Deniz’in oğlunu, dini bayramlarda 1 gün olmak üzere 15 günde bir hafta sonları görmesine müsaade verdi.
“BABA BENDEN DAHA RİSKLİ”
Sıhhat çalışanlarının sıkıntı kurallarda gayret ettiklerini söyleyen Cemile Deniz, “Ben pandemi servisinde çalışmıyorum. Konutta sıhhat hizmetlerinde misyon yapıyorum. Kronik hastalıkları olan, yaşlı ve meskende yatalak olan hastaların kan alma, ilaç ve iğne takiplerini yapıyorum. Ailelere hastaların bakımı ile ilgili bilgilendirme yapıyorum. Ambulansla gidiyorum. Coronaya karşı bütün tedbirlerimizi alıyoruz. Sıhhat Bakanlığı benim ekipmanlarımı veriyor. Bir hastaya gitmeden evvel o konutta yaşayanların covid-19 olup olmadıklarına bakılıyor. Bir plan yapılıyor ve ona hareket ediyoruz. Kuzey’in babası Altınordu belediyesinde zabıta. Onun mesleği benimkinden daha riskli” dedi.
Boşanma davası devam ederken eşi Mehmet Atakan Deniz’in çocuklarını istediği vakit gördüğünü ve kısıtlama yapmadığını anlatan Cemile Deniz, “Hakim, elinde hiçbir kanıt olmadan benim mesleğimi riskli saydı. O da birçok beşerle birebir ortamda bulunuyor. Biz dilekçe ile karara itiraz ettik. Bu kararı bozmasını bekliyorum” diye konuştu.
“İCRAYLA ÇOCUĞUMU ALMAYA GELDİLER”
Mahkemenin kararının akabinde eşinin avukatının icra memurlarıyla birlikte çocuğunu almaya geldiklerini sile getiren Deniz, “İstediği vakit oğlunu görüyordu. Hiçbir sorun çıkarmadım. Ben çocuğunu kaçıran, saklayan bir anne değilim. Kuzey’in benim kadar babasına da gereksinimi var. Ben işteyken gelmişler. Kuzey’de annemle birlikte alışverişe gitmiş. Ben işte olduğum için avukatlar komşulara sormuş. Onlar da beni aradılar ve durumu anlatmaya çalıştım. Ancak beni çocuğumu kaçırmakla suçladılar. Babası istediği vakit gelir alır diyerek onları gönderdim. Sonra SÖZCÜ yazınca da gelip almadılar. Oğlum hala benimle birlikte. Ancak şu anda verilmiş bir karar var ve ben ona uymak zorundayım” tabirlerini kullandı.
“BU BAYANA MANEVİ ŞİDDET”
Ayşe Akbulut Çubukçu
Türk Bayanlar Birliği Samsun Şube Lideri Ayşe Akbulut Çubukçu, her ne olursa olsun bir annenin çocuğundan başka bırakılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Sağlık çalışanlarının sıkıntı durumda olmalarından da faydalanarak çocuğu anneden ayırmak çok yanlış bir karardır. Örnek teşkil edebilecek ve boşanmak isteyen her sıhhat çalışanı bu gerçekle bununla karşılaşmak zorunda kalacak. Boşanmaya kalkan sağlıkçı bayanın çocuğu elinden alınacak. Bu türlü bir şey olamaz. Bu da bayana uygulanan manevi bir şiddettir. Bu olay hem anne hem de çocuk açısından ruhsal bir şiddettir. Mahkeme bu kararla sıhhat çalışanlarını halkın gözünde tehlikeli olarak gösteriyor. Derhal bu karardan vazgeçilmelidir” dedi.
SAĞLIK-SEN KARARA İTİRAZ ETTİ
Sağlık-Sen Genel Lideri Semih Durmuş, Cemile Deniz’in sendikalarının bir üyesi olduğunu ve sendika olarak bu karara itiraz ettiklerini açıkladı. Trajik bir durumla karşı karşıya kaldıklarını belirten Durmuş, “Corona virüsle uğraş, çocuğun velayetini anneden alıp babaya verme münasebeti olabiliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Sıhhat çalışanları çok iş yükü altındalar. Corona virüs ile birlikte bu iş yükü artık tahammül edilemez seviyeye varmıştır. Mesleğinden dolayı bir sıhhat çalışanının çocuğunun elinden alınması kabul edilebilir değildir. Mahkeme tarafından hiçbir somut bilgiye dayanılmadan tesis edilmiş olan bu karara itiraz ederek kararın kaldırılmasını talep etmekteyiz. Sağlık-Sen olarak bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” diyerek sıhhat kurumlarında kreşlerin süratli bir biçimde açılması gerektiğini belirtti.
Sözcü
