Sazıyla kelamıyla yıllara meydan okuyan bir ezgi ustası Musa Eroğlu… Mihriban, Yolun Sonu Görünüyor üzere kaç efsane türkünün bestesini yaparak Türk Halk Müziği’ne kazandıran 77 yaşındaki usta sanatçı doğup büyüdüğü Mersin Mut’ta 80 bin ağaçlık bir orman oluşturdu. Bugün o ormandaki fidanlar 20 yaşında ağaç olurken Musa Eroğlu da sade hayatını Mut’ta sürdürüyor. Ancak ‘kabuğuma çekildim’ diyenlerden de değil… “Bahçemle uğraşıyorum, tarım yapıyorum lakin gündemi de iyi takip ediyorum” diyen Musa Eroğlu’yla türkülerden, dünden bugüne sohbet ettik… Husus siyasete gelince ‘politikacılara alerjim var sevmem. Gerçek bildiğimi söylemekten de geri durmam’ dedi…

– Nasılsınız neler yapıyorsunuz son günler sizi nasıl etkiledi?

Öncelikle teşekkür ederim. SÖZCÜ’yü değerli buluyorum ve çıktığından beri okuduğum gazetedir. Artık yaşlandım, kabuğuma çekildim falan demiyorum. Enerjik biriyim ve gündemi iyi takip ediyorum. Bahçemle uğraşıyorum, tarım yapıyorum. Zeytin yetiştiriyorum.

– 80 bin ağaçlık bir orman oluşturmuştunuz, fidanlar büyüdü mü?

Devletten kiralamıştım araziyi 20 yaşındalar o ağaçlar büyüdü artık. İnsan sevgisiyle yetiştiğim için topluma bunu taşıyabilecek yegane şey ağaç dikmek diye düşündüm. 40 hektar bir yer tahsis edildi. Cepten parasını ödeyip, sedir, meşe ve çam ağaçlarından 80 bin fidan diktik. Boş toprağı olan insanlara bir hikaye olayım istedim. Kuraklık diyoruz lakin ağaç kesiyoruz. “Baltalar elimizde, uzun ip belimizde” demeyelim artık. 300-400 sene sonra torunlarımızın çocuklarına kalabilecek bir dünya kurabilmek için ağaç dikmeliyiz.

20 YIL EVVEL DİKTİĞİ 80 BİN FİDAN BÜYÜDÜ, NEFES OLDU
Ankara’da kendi ismini taşıyan müzik okulunda 26 sene binlerce öğrenci yetiştiren Eroğlu, doğup büyüdüğü Mersin Mut’ta yaşıyor. Zeytin yetiştiriyor, tarım yapıyor. Üstteki fotoğrafta tabanında durduğu ardıç en az 130 yaşında.

ÖMÜR BİR NEFES ORTASI

– Sizin için çağdaş vakit dervişi deniliyor. Dervişler üzere mi yaşıyorsunuz?

Hareketli bir derviş denebilir. Sade yaşadığım kesin. İnsanların eforları boşa, 4 gün sonra yolun sonu görünüyor. O vakit fırsat eldeyken devamlı sevgi üretmeliyiz. Severek bir yere ulaşabiliriz.

– En büyük zenginliğiniz türküleriniz mi?

En büyük zenginliğim, o türkülerin içindeki bilgileri ne kadar çok beşerle paylaşabilirsem en iyi bankacı benim. Kültür bankası. En büyük zenginliğim kültür taşıyıcılığı. Türkülerle tekrar doğmak. Tabiat nasıl nefes alıyorsa insan onun bir kesimi olmalı sahibi değil. Bir nefeste hepsi yok olur sarfiyat. “Ömür bir nefes ortası. Size de gelecek sırası ancak bu yara gönül yarası, beni sıkıntıya salan gelsin”

– Bir türkü olsanız hangisi olurdunuz?

Kollu budaklı bir türkü olurdu herhalde (gülüyor)

TEMİNATIMIZ YOK

– Bu süreçte müzisyenler de büyük yara aldı. Siz nelere şahit oldunuz?

Müzisyenlerin garantisi yok. Garsonu, sinemacısı, tiyatrocusu hepsi bir çatı. Bu yaranın kapanabilmesi için evvel müzisyenlerin kimliğe kavuşturulması lazım.

– Halk araştırmacısı olarak binlerce köy gezdiniz. Neler elde ettiniz?

6-7 bin köy gezmişimdir. Sonuçlardan bir tanesi köylerin çoğunluğu geçmişte bir epey kültür taşıyan beşerler. Kentteki süratli değişime yabancılar. Bizim köyümüz 1906’da kurulmuş. 2019’a kadar ne yolu ne suyu var. Zira bizden alabileceği bir şey yok iktidarın. Ben lisana getirdim. Mut’un Kumaçukuru köyü, ve yolu suyu olmadığı için kimse yaşamaz olmuş. Ancak bizim köye eşek ile oy sandığı ge   lirdi.

– Sanatkarların siyasete karışması pek istenmiyor. Siz ne diyorsunuz?

Sanatın buyruğunda her şeye varım. Birey olarak politikleri hiç sevmediğim için bir alerjim var. Hiç sevmedim zira 10 yaşına geldiğimde siyasetçinin portresini tanımıştım ve hiç değişmediler. Yurt dışına bizlerin kültürel seyahate giderken milletvekillerinin nerelere gittiğini görüyorum.

– Milletvekillerini kızdıracaksınız…

İstisnalar kaideyi bozmaz.  Bana diyor ki menajerim siyasi olaylara bulaşmayalım. O vakit pak kalamayız ki. Ruhen kirli kalırız. Konuştuğunu düşündüğünü söyleyemeyen kirli bir adam, kirlidir abi.

3 SEFER ASSINLAR YİNE…

– Konuşan da susturuluyor. Soruşturmalar açılıyor. Siz korkmuyor musunuz?

Artık korkmuyorum, isterlerse 3 kez assınlar beni yeniden de yanlışsız bildiğimi söylerim. Her şeyi tıpkı düşünmek zorunda değiliz ancak hakkımı da yemeyeceksin.

– Güler Duman’la başladığınız ‘Sazımızla Sözümüzle’ konserleri pandemide yarım kaldı. Devam edecek mi?

2019’da başladık çok ilgi gördü. Şartlar müsaade verirse devam edeceğiz. Avrupa turnesi de olacak. Güler Duman son 30 yılın değerli bir türkücüsü. Her şey bitti dediğinde bir beste getirdi dondum kaldım. Birlikte söyleyeceğiz o türküyü.

– Sohbetimiz 23 Nisan’da yayınlanıyor çocuklara bir bildiriniz var mı?

2 kızım, bir oğlum, iki torunum var. Biri 25 günlük yeni oldu. Memnunuz. Öteki torunum üniversiteye hazırlanıyor. Çocuklar saf, pak, gerçekçiler. 23 Nisan’da onların gözlerinden öpüyorum.

Orada bir gösteri yapılmak istendi

– İbrahim Kalın‘ın yazıp söylediği türküyü sanatçı Erkan Oğur’un düzenlemesi çok konuşuldu. Tartışmalara siz ne diyorsunuz?
Erkan’ı çok yakından tanırım. Ispanak seni rahatsız ediyorsa baştan o ıspanağı yemeyeceksin. Erkan da onu yapmış. Üzülmesine gerek yok, para için yaptığını hiç düşünmüyorum. Orada bir gösteri yapılmak istendi.

Sözcü