DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin TBMM’deki küme toplantısında konuştu.

Akşener’in konuşmasından satır başları:

* Vatandaşınızı, bu türlü bir tehlikeyle ilgili olarak, açık ve hakikat bilgilendirmeniz gerekir. Bu iş, siparişle ürettirdiğiniz, geçersiz enflasyon hesabına benzemez.

* Kelam konusu olan vatandaşımızın sıhhatidir, hayatıdır. Pandeminin birinci gününden bu yana, samimiyetine inandığımı söz ettiğim,

* Sayın Sıhhat Bakanı’nın sıkıntı durumda olduğunu görüyorum. İktisattaki her sayıyla, başlarına nazaran oynayıp, yanlış kıssalar yazan bu iktidarın, pandemi konusunda da misal bir alışkanlık edindiğine şahit oluyoruz.

* İktidarın, milletimize akşam üstleri açıkladığı sayılar, maalesef artık inandırıcı değil. Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi sayıları ortada. Mesela geçtiğimiz hafta sonu, 14 Kasım Cumartesi günü, Sıhhat Bakanlığı, tüm Türkiye’deki, pandemi kaynaklı can kaybını, 92 olarak açıkladı.

* Meğer birebir gün, defin raporlarına nazaran, yalnızca İstanbul’da, salgın hastalık hasebiyle, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 164.

* Yani yalnızca İstanbul’da, Bakanlık sayılarının iki katı insanımızı kaybetmişiz. Yeniden sıhhat Bakanlığının açıkladığı sayılara nazaran, pandeminin başından bu yana, Türkiye’de toplam, 11 bin 418 vatandaşımız hayatını kaybetti.

“BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR”

* Lakin tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sayılarına nazaran,14 Kasım tarihine kadar, yalnızca İstanbul’da, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 9872.

*  Bu işte bir gariplik var. Zira şeffaflık yok, dürüstlük yok. Hal böyleyken, Sayın Koca’nın da artık bir karar vermesi gerekiyor. Salgının birinci gününden bu yana sürdürdüğü çalışmalarına gölge düşürmemek için, gerçekleri milletimize anlatması gerekiyor. Zira gerçekleri bilmek en doğal hakkımız. Bizi ilgilendireni, bizden saklayamazsınız.

* Siyasi hesaplarınız, vatandaşlarımızın sıhhatinden, ya da canından kıymetli değildir. Buradan iktidara sesleniyorum; Pandemi denetimden çıkmış görünüyor.

* Bilhassa İstanbul’daki tablo tam bir felaket. Kelam konusu olan, vatandaşlarımızın canı. Burada diğer hesaplar yapılmaz. Hele siyasi hesap hiç yapılmaz.

* Çok geç olmadan, uzmanlara kulak verin. Akla, bilime kulak verin. Dün akşam açıkladığınız yarım yamalak önlemler yerine, hiç vakit kaybetmeden, 14 günlük, kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin.

* Aziz milletim, bedelli milletvekilleri, Koşullar ne olursa olsun, vatandaşımız ne yaşarsa yaşasın, Sayın Erdoğan’ın ve arkadaşlarının enteresan bir alışkanlığı var: Daima müjde vermeye bayılıyorlar.

* Memleket ne kadar makus durumda olursa olsun, onlar her şartta partiliyorlar. Daima bir düğün dernek havası içindeler…Damat, Hazine ve Maliye Bakanı oldu, haydi eller havaya. Damat istifa etti, haydi eller havaya.

* Faizleri düşürdük, haydi eller havaya. Faizleri artırıyoruz, haydi eller havaya. Euro 10 lira oldu, yaşasın rekabetçi kur.

*  Euro 9 liraya indi, yaşasın kurla uğraşımız. Devlet mi yönetiyorlar, oynamaya mazeret mi arıyorlar muhakkak değil…Sayın Erdoğan, geçen hafta bir müjde daha verdi. İktidarının 19’uncu yılında, aklına daha yeni gelmiş, iktisat ve hukuk ıslahatı yapacakmış.

* Bir de bunu, o denli bir müjdeliyor ki…Sanki ekonomiyi de, hukuku da kendisi keşfetmiş. Sayın Erdoğan, ne büyük bir keşif yaptın sen o denli ya?…19 yılın sonunda, iktisat ve hukuk sözlerini birebir cümle içinde kullanmayı başardın.

* Covid aşısını bulan, Türk bilim insanlarını gölgede bıraktın. Dünya kamuoyunun aklını başından aldın. Vatandaşımız için küçük, lakin senin için çok büyük olan, adeta Nobellik bu adım için, seni yürekten tebrik ediyorum

* Buradan, iktidarı uyarıyorum: Yüksek bir faiz artırımına “Tamam” dediniz, dolar aşağı geldi. Lakin işler düzeldi sanmayın. Faiz artışından sonra, iktisattaki tahribatı düzeltmek, daha da sıkıntı olacak.

* Piyasa, sizin uyguladığınız yanlış siyasetlerden ötürü,  bu durumdan istifade ederek, her seferinde, daha fazlasını talep edecek.

* Unutmayın ki; 19 Kasım’da Merkez Bankası’nın faiz arttıracağı tarafında oluşan beklenti, yalnızca ateş düşürücü bir müdahaledir. Bir an önce tedaviye başlamazsanız, ateş tekrar yükselecek, siz de daha fazla faiz artırmak zorunda kalacaksınız. Bir müddet sonra, faiz artırmak da sonuç vermeyecek.

* Bu ortada olan, sabit gelirli vatandaşa, işi olmayana,  yıllarca emek verilerek oluşan yerli sermayeye olacak.

Buradan iktidardakilere bir davette bulunmak istiyorum. Söyleyeceklerim, GÜZEL Parti’nin sorumlu siyaset anlayışıyla, memleketi içine düşürdüğünüz durumdan çıkarmak için, size uzattığı bir yardım elidir. Söyleyeceklerim, gözünü vatandaşın cebine diken “acı reçeteniz” yerine, gözünü devletteki israfa diken bir “iyi idare reçetesidir”.

* Şayet biraz olsun, sıkıntı durumdaki vatandaşlarımızı düşünüyorsanız, sözlerime kulak verin. Şayet içinizde biraz olsun, millet sevgisi, memleket sevgisi kaldıysa, söylediklerimi yapın.

* Birinci olarak, iktisatta itimat kaybına neden olan beyanat ve uygulamalardan vazgeçin. Devlet eliyle belirsizlik yaratmayın, öngörülebilir bir idare sergileyin. Bir karar alırken ilgili kurum ve paydaşlarla istişare edin.

* Karar vericilere, gerçek bilgi ve tahlil getirecek kanalları açık tutun. Muhalefet partilerinin yapan, yol gösterici tenkitlerini, bilhassa Meclis çalışmalarında dikkate alın.

* Muhalif olan herkesi mahpusa atmaktan, baskılamaktan vazgeçin. Para ve maliye siyasetleri, birbirleriyle uyumlu bir biçimde uygulanmalıdır.

* O nedenle, Merkez Bankası’na karışmaktan artık vazgeçin. Bırakın Merkez Bankası, siyaset araçlarını serbestçe kullansın. 2021 yılı bütçesiyle, Orta Vadeli Program’ın, amaç ve büyüklüklerini hemen revize edin.

* Bütçede yer alan, kamu kurumlarının, araç ve bina alımlarını, kiralamalarını bir an evvel durdurun. Öteki mal ve hizmet alım kalemlerinde en az yüzde 20 kesinti yapın.

* Ahbap çavuş alakası içinde, yandaş vakıf ve derneklere para aktarmaktan vazgeçin. Kamu ihalelerinde şeffaf olun, ihale kanununda açılan yolsuzluk deliklerini kapatın.

* İş-Kur harcamalarını disipline edin, kurumu siyasi rant kapısı olarak kullanmaktan vazgeçin. İşe alımlarda mülakat sistemini kaldırın, KPSS sistemini aktif hale getirin.

* Üst seviye yöneticilerin, üç beş yerden maaş almasına, çabucak yarın çıkaracağınız bir kararnameyle son verin. Bakan yardımcıları dahil olmak üzere, tüm atamalarda, liyakate, ehliyete ehemmiyet verin.

* Milletin inancını kazanın. Bir an evvel, iktisat idaresinden sorumlu, işinin ehli bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı atayın. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nı, bu makama bağlayın, iktisat idaresinde uyumu sağlayın.

* En büyük kara delik olan Varlık Fonu’nu, bir an evvel tasfiye edin. Fonun altında yeni kurulan, ne yaptığı bilinmeyen şirketleri kapatın.

* Bütün dünyada faizler sıfıra yakınken, yanlış politikalarınız yüzünden, aslında yüksek olan faizlerde, önemli artışlar olacak. Öncelikli alanlarda, yatırımların olumsuz etkilenmesini önlemek için, faiz sübvansiyonu yapın.

* Borçlanma stratejisini değiştirin, döviz ve altına dayalı borçlanmadan vazgeçin. Birçok kurum üzere, TÜİK de prestijini yitirdi. TÜİK’e yine inanç kazandırmak için, Lider ve yöneticilerini, liyakat temeliyle asaleten atayın.

* Firmaların devletten 200 milyar lira KDV alacağı var. Bir yandan da devlete vergi ve sigorta prim borcu var.  Burada mahsuplaşmaya gidin, İşletmelerin, bu alacakları teminat göstererek, kredi kullanmalarına imkan sağlayın.

Sözcü