CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV özel yayınında gündeme dair soruları yanıtladı.
İnsan hakları konusunda “İktidar hangi adımları atsa samimiyet adımı olarak görürsünüz?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Cumhurbaşkanına hakaret diye açılan davaların tamamından vazgeçilmesi lazım.
* Tutuklu olanlara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının derhal uygulamaya konması lazım.
* Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın derhal bırakılması lazım. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan yargıçların derhal vazifeden alınması lazım.
* Bunlar yargıç değildir. Siyasi otoritenin talimatını yerine getirdiler.
* Erdoğan samimiyse o yargıçları yargının büsbütün dışına çıkarması lazım. Birkaç bu türlü hoş davranışlar yaparsa biz de deriz ki ‘Bu bahiste samimi adımlar’ atılıyor.
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin İnsan Hakları Aksiyon Planı’nın açıklandığı gün yaptığı açıklamalara değinen Kılıçdaroğlu, şu sözleri kullandı:
* Bahçeli Erdoğan’ı teslim almış vaziyette. Bahçeli’nin ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ demesi ve Erdoğan’ın da bu mevzuda hiçbir yorum yapmaması değişik.
* Neden Anayasa Mahkemesi kapatılsın? Erdoğan demesi gerekir ki ‘Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması asla kelam konusu olamaz’. Erdoğan söylemedi diyelim en azından partinin sözcüleri açıklama yapabilir.
* Cumhur İttifakı aslında bir fikir ittifakı değil. Bir koltuğun korunmasına yönelik olarak bir ortaya gelen bir ittifak.
“İKTİDAR KENDİSİNE OY VERMEYEN KÜRTLERİ CEZALANDIRMAK İSTİYOR”
HDP’nin kapatılması tarafında siyasetçilerin daveti ve yargının harekete geçmesiyle ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
* HDP’yi kapatarak 6,5 milyon kişiyi cezalandıracaksanız bunun ismi demokrasi değil. İktidar kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istiyor.
* Muhafazakar Kürtler de buna karşılar. Siz Kürtleri neden muhatap alıp onları cezalandırmak istiyorsunuz?
* Bahçeli mutlaka HDP’nin kapatılmasını istiyor lakin AKP’nin bu kadar sert bir çıkışın gerçek olmadığı istikametinde kanısı var.
* Biz parti kapatarak ne elde ettik bugüne kadar? Hiçbir şey elde edemedik.
“SEÇİM BARAJI MAKUL SEVİYEYE İNDİRİLSİN”
Seçim barajıyla ilgili partisinin görüşünü ve MHP’nin bu husustaki tavrını kıymetlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Sayın Bahçeli ne kadar bastırır, Erdoğan’ı ikna edebilir bilmiyorum. Lakin dar bölgenin MHP’nin aleyhine olacağını MHP de çok iyi biliyor.
* Seçim yasasında önemli bir değişiklik yapılacağı kanısında değilim. Erdoğan, var olan sistemle gidecektir.
* Bizim görüşümüze nazaran seçim barajının makul bir seviyeye indirilmesini isteriz. Yüzde 1 oy alan partinin genel liderinin da meclise gelmesini isteriz.
* Erdoğan darbe hukukuna sığınmış vaziyette. O darbe hukukunun getirdiği seçim yasasını motamot uygulayacaktır diye düşünüyorum.
“BİZ HENGAME ETMEYİZ”
TBMM’ye getirilen dokunulmazlık fezlekelerinin bir siyaset mühendisliği olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “‘İYİ Parti’yi kendi yanımıza alıp, CHP’yi öbür tarafa itelim’ diye bekliyorlar fakat biz arbede etmeyiz. DÜZGÜN Parti de demokrasi istiyor biz de demokrasi istiyoruz. Onlar da güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyor, biz de istiyoruz” dedi.
“‘EVET’ DERSENİZ DEMOKRASİYE İHANET OLUR”
“Biz demokrasiyi her şartta savunmak zorundayız” diye devam eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Demokrasi vazgeçilmez bir bahis. Dokunulmazlıklar elbette kalkabilir. Var olan ve getirilmek istenen dokunulmazlıklar bir siyaset mühendisliği gereği getirilen dokunulmazlıklar.
* Yargı bağımsızlığının olduğu yerlerde dokunulmazlıklar kalkabilir. Hakikaten sağlıklı, dengeli, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaate nazaran bir karar verilirse bir mahkemede, bir yargı tertibi olursa dokunulmazlığı kaldırırsınız. Onun dışında yanlışsız değil.
* Siz kalkmışsınız mahkemeye hakimi tayin etmişsiniz partinin genel lideri olarak. Ona nazaran de bir yargıçlar savcılar konseyi oluşturmuşsunuz. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan hakimi ödüllendiriyorsunuz.
* Yeri geldiğinde daha üst bir vazifeye, Yargıtay’a hakim tayin ediyorsunuz. İstediğiniz kişiyi tutuklatıp mahpusa attırabiliyorsunuz bir talimatla… Bu türlü bir ortamda şayet siz dokunulmazlığın kaldırılmasına evet derseniz demokrasiye ihanet etmiş olursunuz. Demokrasi yalnızca benim için değil herkes için var. Bir haksızlık var bu süreçte.
“BU SAVCILAR, YARGIÇLAR 6 YIL EVVEL NEREDEYDİ?”
* Hem demokrasiyi savunacaksınız, hem bu türlü bir yargı sisteminde bunları alacaksınız, mahpusa atılmalarına el kaldıracaksınız… Bu gerçek değil. Bu demokrasiyi savunmamaktır.
* Ulusal irade dediğimiz bir kavram var. Vatandaş gidip sandıkta oy kullandı. 6 yıl evvelki bir olay… Bu savcılar, yargıçlar neredeydi? Bunlar milletvekili de değildi.
* Misyondan alacaksan 6 yıl evvel iddianameyi yazıp da tozlu raflarda tutan, siyaset mühendisliği hasebiyle bugün getirip de dava açan kişiyi vazifeden alacaksın.
* Ben bunun ulusal iradeye karşı bir hareket olduğunu düşünüyorum. Yalnızca ben değil sağduyusu olan herkes bu türlü düşünüyor.
“İNŞALLAH SONBAHARDA SEÇİM KARARI ALIRLAR, MARTIN SONU TEKRAR BAHAR OLUR”
Erken seçimle ilgili soruya cevap veren Kılıçdaroğlu, şu sözleri kullandı:
* Biz lokal seçimlerde ‘Martın sonu bahar olacak’ demiştik. Martın sonu bahar oldu. İnşallah sonbaharda seçim kararı alırlar da martın sonu bahar olur tekrar.
* Türkiye’nin bahara gereksinimi var. Gülmeye muhtaçlığı var. Sevinmeye muhtaçlığı var. Kucaklaşmaya, helalleşmeye gereksinimi var. Çocuklara hoş bir Türkiye bırakmak zorundayız.
“İnsanlar karikatür yapamaz noktaya geldi” diyen Kılıçdaroğlu, Turgut Özal’ın başbakanlığı periyodunda bir anısına yer verdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
* Ben bürokratken Özal’ın başbakanlık konutuna giderdim. Merhum Özal, Gırgır mecmuasının kendisini eleştiren kapaklarını oraya sırayla asmıştı.
* ‘Yabancılar gelince karikatürleri gösteriyorum’ diyor, onunla gurur diyordu. Kendisinin rahatlıkla eleştirilebileceğini yabancılara gösteriyordu. Biz Türkiye’yi nefes alır hale getireceğiz.
Sözcü
